ARTER’DE İKİ YENİ SERGİ!
Arter, 16 Mart- 15 Temmuz tarihleri arasında Can Aytekin’in “Boş Ev” ve Ali Mahmut Demirel’in “Ada” isimli eşzamanlı kişisel sergilerine yer veriyor.Arter’in ilk iki katında yer alacak olan Can Aytekin’in kişisel sergisi “Boş Ev”, sanatının aynı isimli yeni serisinin yanı sıra 2005’ten sonra ürettiği beş seriden bir seçkiyi de içeriyor. Tuval resmi ve desenlerin ağırlıkta olduğu sergide, sanatçının üç boyutlu bazı yapıtları da sergileniyor. Eda Berkmen’in küratörlüğünü yaptığı “Boş Ev” izleyiciyi hatırlama ve hayal kurma üzerine bir oyuna davet ediyor. Sergi her türlü detaydan, eşyaların ağırlığından ve yaşamsal gereksinimlerin kalabalığından arındırılmış bir evin bölümlerini tuvallere taşıyor. Çizgiler, renklerin sınırları, kat izleri; boş bir evin odalarını, köşelerini, koridorlarını, kirişlerini meydana getiriyor. Resimlerin çıkış noktası Aytekin’in geçmişinde varolmuş ve sergide de maketi bulunan bir ev; fakat bu ev sanatçının belleğinde sergi mekânının da dahil olduğu betimlemeden uzaklaşan ve en basit haline indirgenen bu mekân başka mekânları, anıları, hayalleri çağırıyor.
Aytekin, çocukluk hatıralarında yer kaplayan dedesinin İstinye’deki evinin bir demonte maketi ve ona benzer birçok diğer eseri ile bizleri Arter’in giriş katında karşılıyor. Mekânı ve eserlerinin uyum içerisinde olduğunu görerek, çalışmalarına daha da çekiliyoruz. Çalışmalarında genellikle günlük hayatımızda kullandığımız objeler ve mekânlar üzerinden ilerleyen Aytekin’in 2005’ten bu yana yaptığı diğer çalışmalarını da ikinci katta bir “Can Aytekin Antolojisi” gibi görmekteyiz. Daha önceki sergileri olan “Tapınak”, “Kaya”, “Bahçe Resimleri”nden örnekler de görmekteyiz. Hepimizin gördüğü ama bu görme anında yaşanılanların eşsiz anları sahip betonarme anıtların, birer üç boyutlu örneklerini görebilmekteyiz ve bunlardan bir tanesi Barbaros Hayrettin Paşa Anıtı’dır. “Ters Yüz Serisi” ise çeşitli boyutlardaki ahşap parçaların baskılarını farklı perspektiflerden görmekteyiz.
- Arter’in ikinci katı ise Ali Mahmut Demirel’in İstanbul’daki ilk kişisel sergisi olan “Adaéya ev sahipliği yapıyor. Başak Doğa Temür’ün küratörlüğünü yaptığı sergide Demirel’in terk edilmiş yapıları gözlemlediği “Post-Apokaliptik Ütopyalar” başlıklı yeni video serisi ve ilk deneysel video çalışmalarından biri olan “Hortum” (2000) bir arada sergileniyor. “Post-Apokaliptik Ütopyalar” Serisini oluşturan “İskele” (2005) Hollanda’da 1959-2013 yılları arasında faal olmuş bir eğlence ve dinlence tesisi olan Scheveningen İskelesi’nde; “Kuyu” (2017) Bodrum’da, Turgutreis sırtlarında yer alan, 19. yüzyıldan kalma bir sarnçıta; ve “Fabrika” (2018) 1903’ten 2000’lerin başına kadar ABD’nin Detroit şehrinde faaliyet göstermiş Packard Otomobil Üretim Tesisi’nde çekildi. Sanatçı tek bir insanın dahi hayatta kalmadığı kıyamet sonrası bir geleceği tahayyül edebilmek amacıyla, farklı yüzyıllarda farklı işlevler için inşa edilmiş bu yapıların her birine, “Yapılar hizmet etmek üzere tasarlandıkları insanların yokluğunda nasıl bir yaşam sürdürürler?” sorusunu zihninde tutarak bakıyor.
Nükleer enerji mühendisliği ve mimarlık öğrenimi gören Ali Mahmut Demirel’in üretimi müzik videoları, sahne tasarımı, canlı performanslar ve deneysel video pratiği çoğunlukla bilimsel ve mimari kavramlardan yola çıkan yapısal kompozisyonlara dayanıyor. Demirel’in İstanbul’daki ilk kişisel sergisi olan “Ada”, erken dönem deneysel video işlerinden “Hortum” ile “İskele”, “Kuyu” ve “Fabrika” başlıklı son dönem yapıtlarından oluşan “Post-Apokaliptik Ütopyalar” serisini bir araya getiriyor. Demirel, çekim yaptığı mekânlarda pozitif psikoloji alanında “akışta olmak” diye adlandırılan deneyimi yaşamaya ve videolarında da bunu izleyiciye aktarmaya devam ediyor.
Demirel’in herkes için bir önerisi var; “Videoları izlerken kendinizi unutmaya çalışın ve bu eylemi gerçekleştirdiğiniz takdirde videoların ve yerleştirme seslerin size hissettireceği şeyleri keşfetme şansına erişebilirsiniz.”
Aynı zamanda Arter ve İstanbul Film Festivali Ali Mahmut Demirel’in üretim sürecini bütünsel bir yaklaşımla ele alan bir program için işbirliği yapıyor. Sanatçının “Post-Apokaltiptik Ütopyalar” serisinin esin kaynağını oluşturan The Last of England, Stalker ve Kuyu filmleri 6-17 Nisan tarihlerindeki 37. İstanbul Film Festivali programında yer alacak.