Yıllarca devam eden underground tekno kariyerinin ardından, çocukluğunu geçirdiği İrlanda dağlarının nefes kesen manzaralarını, notalara ve ritimlere döken bir isimden bahsediyoruz. İşte Christopher Coe ile gerçekleştirdiğimiz küçük sohbet.
*scroll down for English
Çeviri: Ece Göç
Christopher Coe kimdir? Melodiler ve ritimler oluşturmaya nasıl başlamıştır?
Bu büyük bir soru değil mi? Ben kimim? Bu, illa bir noktada kendimize sorduğumuz bir şey değil mi?
İrlandalıyım, dağların arasında İrlanda’nın batısında büyüdüm.
Zorluklarımı dönüştürmek ve başkalarının da aynı şeyi yapması için sürekli bir arzusu olan, bu konuda elinden gelen her yolla destek olmaya çalışan bir Budist’im.
Ben bir müzik yapımcısıyım ve bunu mümkün olduğu kadar çok yeri aydınlatmak için kullanıyorum.
Ve orta yaşlıyım.
Aslında bir dakika önce melodiler yapmaya başladım ama insanlık yıllarında yaklaşık 40 oldu! Gitar çalmayı öğrenince en sevdiğim grupları kopyalamak istediğimi anladım.
Safça, kolay olduğunu düşünerek! Nasıl kibirli bir düşünce!
Bu yüzden şimdiye kadar denemeye devam ettim ve sonunda müziğimi gerçekten utanmadan dinleyebiliyorum!
Uzun yıllar boyunca, Digital Primate ile çalışıyor ve underground parçalar oluşturuyordunuz. Çeşitli müzisyenlerle underground müzik oluşturma, yaratma atmosferini nasıl tanımlarsınız?
Başkalarıyla işbirliği yapmak büyük bir macera ve ayrıcalık. Hayatım boyunca birçok harika fırsatım oldu ve inanılmaz, ilham verici sanatçılarla tanışabildim. İlginç çalışmalar yaratmak için sanatçı Stelarc ile çalıştım. İnanılmaz Zbigniew Karkowski (ne yazık ki birkaç yıl önce aramızdan ayrıldı) ile çalıştım, kendisi benim için çok büyük bir ilham kaynağı ve etki olmuştur. İki albümde Mad Professor ile çalıştım, unutulmaz bir deneyimdi. Ve son zamanlarda, özellikle de büyük Reinier Zonneveld dahil olmak üzere Amsterdam’da çok sayıda sanatçı daha… Müzik ve yenilik için atmosfer her zaman tutkudur. Her projeden çok farklı şeyler öğrendim.
Müziği underground yapan unsur nedir? Sizin için underground ve olmayan müzik arasındaki farklar nelerdir?
Artık bu terimin ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyorum çünkü bu günlerde tüm müzik türleri çok daha erişilebilir halde. Bence bu daha büyük bir izleyici kitlesini çekebilmekle ilgili ya da ticari bir zorunlulukla bağlantılı olabilir. Belki de bir şeyin bağımsız bir şekilde mi yoksa daha ticari bir hedefle mi üretildiği ile ilgilidir. Belki de “yeraltı” terimi, daha az bilinen bir şey olduğunda geçerlidir, ancak bazen bu şeyler patlayabiliyor ve beklenmedik bir başarıya sahip olabiliyorsunuz. O zaman artık yer altı olmuyor. Böyle şeyleri çok fazla düşünmüyorum, sadece otantik olan ve kalpten gelenleri önemsiyorum. Bu bir duygu, tekno bir duygudur.
Bu yıl, “Headland”ı ve yeni bir label olan Awesome Soundwave altında muhteşem albümünüz “SLNC MNTNS”i yayınladınız! Albüm ortaya nasıl çıktı? Arkasındaki hikâye ve felsefe nedir?
2016 yılında, kişisel olan ve büyüdüğüm manzaradan, İrlanda’nın batısından, ilham alan bir şey yapmaya karar verdim. Dağları sonik bir manzaraya çevirmek istedim, dolayısıyla SLNC MNTNS ortaya çıktı. Nasıl yayınlanacağına dair hiçbir fikrim yoktu, sadece yaratmak istedim. Carl Cox’la (eski dostlarız) konuşmamız ve onun bir label başlatmak için ortaklık önermesiyle iyi bir yayın olasılığını fark etmeye başladım. Carl, daha “deneysel” ve uzun kayıtlardan oluşan eserler yayınlamak için bir label başlatmayı düşünüyordu ve albümüm, vizyonuyla mükemmel örtüşüyordu. Bu label, DJ’ler değil, elektronik müziği canlı yapan sanatçılar için. Bir hikâyenin yaratılmasında, uzun bir süreçte, sınırları zorlayan ve sanatçıya deney yapma ve eserlerini daha etraflı ve kapsamlı bir şekilde gösterme imkânı veren bir çalışma. Ayrıca müziğe bir taahhüt olarak plak yapmaya karar verdik. Müziğin bu şekilde dinlemeye değer olduğuna inanıyoruz. Plağı gerçekten seviyoruz.
Alternatif akortlama ile ilgilendiğinizi duyduk, fakat albümdeki kullanımı hakkında ne yazık ki ayrıntılı bir açıklama bulamadık. Alternatif akort ayarlamalarını ve albüm içindeki yerleşimini nasıl açıklarsınız?
Dürüst olmak gerekirse bu konsepte hakikaten odaklanmıştım, tüm enstrümanlarımı 432’ye bile ayarlamıştım ve yazmadan önce üzerinde çokça ön araştırma yapmıştım. Ama daha çok incelediğimde, bilimde ya da realitede gerçek bir temeli olmayan süslü bir kavram olduğunu fark ettim, benim için anlamsızdı ve aslında müzik yapmaya çalışmanın önünde bir engel oluşturmuştu. Gerçek müzikten ziyade konseptiyle daha çok büyülendiğimi fark ettim, bu yüzden fikri bıraktım. Ayarlamadan bağımsız olarak, inanılmaz bir müzik parçasından daha derin ya da anlamlı bir etkiye sahip olduğuna dair bir kanıt bulamadım. Bu akortculuğun bizim üzerimizde daha derin bir şekilde çalıştığı konusunda sağlam bilimsel kanıtlar bulmayı çok isterdim, ama şimdiye kadar, benim için sadece bir kavram. Ve bu fikri bırakır bırakmaz, daha önemli şeylere yani anlamlı müzik üretebilmeye devam edebildiğimi hissettim.
Şarkılarını dinlerken, parçaların isimleri müziği görselleştirmemize yardımcı oluyordu! Doğanın duyularını görselleştirmeye mi çalışıyordunuz yoksa bu sadece bizim deliliğimiz mi?
Ha! Çıldırmıyorsunuz! Dinlerken bu görselleri yakaladığınızı duyduğuma çok sevindim. Benim bütün amacım, İrlanda’nın batısındaki gizemli dağlık arazisinin duygusunu ifade etmekti. Bu uzak yerlerin ihtişamını, derinliğini ve sessizliğini sesle yakalamaya çalışıyordum. Sizin de bunu duyabildiğinizi bilmek tatmin edici.
“Cliff Face” ve “They Walk, the Mountains” ile ilgili duygularımızı ciddi olarak tarif edemiyoruz! Ama albümden canlı çalma konusunda özel olarak sizi heyecanlandıran bir şarkınız var mı?
Hepsi 🙂 Bu tür müziği canlı çalmak harika çünkü oynayacak çok fazla doku var ve görseller eşliğinde kapsamlı bir atmosfer taşıyabiliyorsun. Ve belki de ruha daha derin bir şekilde dokunuyorsun. Bahsettiğiniz bu parçaların hepsini çok seviyorum, gurur duyuyorum.
SLNC MNTNS parçaları için herhangi bir remix gelecek mi?
Zaten Reinier Zonneveld, Fabio Neural, Robin Kampschoer ve Sky Faux isimlerinden Headland parçası için remixler var. Yakında ise Let It Go şarkısı için Steve Mulder ve Saytek remixleri gelecek. Aslında bu parça için Native Instruments Meta POP labelı ile bir remix yarışması düzenliyoruz. Katılanların ne yaptığını duymak için sabırsızlanıyorum. Sonrası içinse, kim bilir. Ama şu anki asıl odak noktam canlı gösterinin tamamlanması. Tam bir sesli görsel ekstravaganza. Tırmanırken yakaladığım dağların görüntülerini ve Amsterdam’daki arkadaşım Roy Gerritsen tarafından yapılan güzel ve son teknoloji animasyonları birleştirdik.
Okurlarımız için mesajınız var mı?
Herkese merhaba. Harika müzik zevkiniz için teşekkürler! Yakında gelip ziyaret edebilir miyim? Sizinle tanışmayı çok isterim! Umarım kaydımı beğenirsiniz…
MNTNS of SLNC için:
Who is Christopher Coe and how did he start to compose melodies and rhythms?
That’s a big question isn’t it.. who am I? It’s something we all ask ourselves at some point isn’t it?
I’m Irish, grew up in the west of Ireland amongst the mountains.
I’m a practicing Buddhist with a constant wish to transform my challenges and support others to do the same through whatever means I have available to me.
I’m a music producer and I use this as a way of shining a little light where possible.
And I’m middle aged.
I started making tunes a minute ago.. but in human years it was about 40..!
I learned guitar and realised how much I wanted to copy my favourite bands..
Naively thinking it was easy! How arrogant ! 🙂
So I kept trying until now, when I finally can actually listen to my music and enjoy it without cringing! Phew!
For so many years, you were working and creating underground tunes with Digital Primate. How would you define the atmosphere of creating underground beats globally with various amounts of musicians?
It’s a great privilege and adventure to collaborate with others over the years. I’ve had so many wonderful opportunities and met some amazing and inspiring artists throughout my life. I’ve worked with artist Stelarc to create some really interesting works. Collaborated with the amazing Zbigniew Karkowski (who sadly left this world a few years ago), he was such a huge inspiration and influence. I’ve worked with Mad Professor on two albums, an unforgettable experience. And, more recently, many great artists in Amsterdam, most notably the great Reinier Zonneveld.. the atmosphere has always been one of passion for the music and innovation.. and I’ve learned a great deal from every project.
What is the element that makes a music underground? For you, what are differences between underground and not underground music?
I don’t really know what the term means any more, all forms of music are way more accessible these days. I think really it’s about what resonates and whether it attracts a larger audience or not, so maybe it’s linked to a commercial imperative. Perhaps it’s also related to whether something is produced in an independent fashion or with a more commercial goal.. perhaps the term “underground” applies when something is lesser known, but sometimes these things can break through and suddenly you have a success that was unexpected.. then it’s no longer underground. I don’t really think about it too much, it’s just about making stuff that is authentic and comes from the heart..
it’s a feeling, techno is a feeling.
This year, you released “Headland” and the amazing album “MNTNS of SLNC” which is also the first works, under a new label Awesome Soundwave! How did the album come out? What is the story and philosophy behind it?
I decided in 2016 to just make something that was quite personal and inspired by the landscape around where I grew up: the west of Ireland. I wanted translate the mountains into a sonic landscape, hence mountains of silence .. I had no idea of how it would be released, I just wanted to create the work. It wasn’t until I caught up with Carl Cox (we are old friends) and he suggested we join forces to start the label and release this that I began to realise the actual possibility for a good release. Carl had been thinking of starting a label to release more “experimental” and long play records and my album fitted perfectly with the vision. The label is set up to release artists who perform electronic music live, not DJs, and to support them in the creation of a story, a long play work that pushes the envelope and allows the artist the space to experiment and show their work in a more rounded and extensive way. We also decided to do vinyl as a statement of commitment to the music, we believe the music is worthy of listening to in this manner. We do love vinyl.
We heard your interest about alternative tunings but sadly couldn’t find any detailed explanations about the usage during the album. How would you explain “alternative tunings” and the placement for the album?
To tell you the truth I was really into this concept, I even tuned all my instruments down to 432 and did a lot of initial research on the concept before writing. But the more I looked into it the more I realised that it was a fancy concept with no real basis in science or reality, it was meaningless to me and actually sort of got in the way of simply trying to make meaningful music. I realised that I was becoming more enamoured with a concept than the actual music, so, I ditched the idea.. I haven’t found evidence of it having any more deep or meaningful effect than just an amazing piece of music, regardless of the tuning. I would love to find solid scientific evidence of this tuning working on us in a deeper way, but so far, it’s just a concept for me. And as soon as I dropped the idea I felt liberated and more able to focus on the most important thing, making meaningful music.
While listening to the songs, the name of them drew a way to visualize the sound! Were you trying to visualize the senses of nature or is this just us going mad?
Ha! You’re not going mad! I’m delighted to hear that you also got this images while listening. My whole aim was to try to articulate the feeling of being in that mysterious west of Ireland mountainous landscape.. I was trying to capture the majesty, the depth and the silence of those remote places through sound.. it is gratifying to hear that maybe you got a sense of that too.
We seriously cannot describe our feelings about “Cliff Face” and “They Walk, the Mountains”! But do you have any specific song from the album that makes you excited about playing live?
All of them 🙂 playing live with this music is great because there are so many textures to work with and, accompanied by the visuals, create an atmosphere that is transporting.. and maybe touches the soul in some deeper way. I love these tracks you mention, I’m very proud of them.
Will any remixes come for the tracks of the MNTNS of SLNC?
Well we’ve had remixes from Reinier Zonneveld, Fabio Neural, Robin Kampschoer and sky Faux for the track Headland already.. and coming soon will be remixes from Steve Mulder and Saytek for the track Let It Go.. in fact we are also running a remix competition with Native Instruments Meta POP label for that track too.. I’m excited to hear what people make.. and then, who knows.. maybe more in the future.. but my main focus now is the full realisation of the live show. A full audio visual extravaganza .. based on the footage of the mountains that I caught whilst climbing them mixed with beautiful and cutting edge animations made by my friend Roy Gerritsen in Amsterdam
Do you have any message for our readers?
Hi everyone.. thanks for listening to great music! Can I come visit soon? I’d love to meet you..! Hope you like my record, but it’s cool if you don’t.. 🙂
To listen to the album: