Lara Di Lara, ‘Sudaki Çığlık’ta türler arasında gezinirken her duyguya temas ederek dinleyiciyi kendine çekiyor.
Müzik dünyasında yaz mevsimi bilindiği üzere single dönemidir. Önceleri bu durum pop müzikte vardı. Artık müziğin her tarzında karşımıza çıkıyor. Ortalık single pazarına döndü. İsteyen istediğini alıyor, dinliyor. Kimileri ‘eller havaya’, kimisi sakin, huzur dolu kimi de havada gitar çaldırıyor. Ancak bu single dönemi bu yıl pandemi sebebiyle erken başladı. Eve kapanan herkes kendi imkanlarıyla parçalarını yayınladı. Fakat bunun dışında uzunçalardan vazgeçmeyen isimler de tek tük de olsa ortaya çıktı ve çok da iyi oldu. Bunlardan biri Lara Di Lara. Genç sanatçı adeta bir mega albüm çıkardı zira ‘Sudaki Çığlık’ on dokuz şarkıdan oluşuyor.
Albümün prodüktörlüğünü ve mikslerini Aras Levni Seyhan üstlenmiş. ‘Sudaki Çığlık’ta Lara Di Lara’ya Herbert Pirker, Willi Rosner, Fabian Rucker, Oliver T. Johnson, Burak Irmak ve Ethnique Punch gibi isimler enstrümanlarıyla eşlik etmiş.
Albüm İntro’sundan son şarkıya kadar incelikle işlenmiş. Her dinleyişte farklı hisler uyandıran şarkıların yer aldığı ‘Sudaki Çığlık’ta, “Gözümden, içimden, kafamdan, sesimden; toprak, hava ve suda olan bitenler,” olarak tanımladığı müziğinin hakkını sonuna kadar veriyor.
Albümde çok uçsuz bucaksız şarkılara rastlıyoruz. Bunu diğer albümlerinde de görmüştük. Nasıl bir ruh halinde çıktı ‘Sudaki Çığlık’?
Farklı ruh hallerinden doğdu Sudaki Çığlık. Özellikle bir bireyin kendi değerinin farkında olup olmadığını ve kişinin kendiyle kurduğu inanç ilişkisini çok düşündüm; bir sürü konuda çoğu zaman bi çok şeye boyun eğdiğini, kimi zaman bastırıldığını veya bastırdığını, istediğini tam olarak söyleyemeyişini, korkularla ayıplarla çok zaman kaybettiğini.. Bazen sessiz kalınsa da farkında olmayı, hem merak hem de kabul etmeyi, keşifleri, sınırların sınırsız oluşunu ve sanıyorum herkes için belkide en önemli olan sevgi, aşk ve saygı’nın etkilerinin ya da hayal kırıklıklarının bendeki yansımalarını anlattım. Yer yer karanlık duygular olsa da aslında benim için her zaman temel olan neşe ve umudu da barındıran bir albüm.
Türler arasında gezinmeyi seviyor musun? Zira farklı tarzları bir arada görüyoruz…
Evet seviyorum. Faklı türlerde müzik dinlemeyi sevdiğimden ve tek tip bir şeyin içine hapsolmayı sevmediğimden olsa gerek, kendi müziğimde de bunun etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Bundan sonra bizi neler bekliyor? Evde konser vs. gibi şeyler yapacak mısın?
Ev konserleri veya “internet konserleri”, bildiğimiz konserlerin yerine asla geçemese de, malum durumlardan dolayı alternatif yollara başvuracağım gibi duruyor ama bu ne olur onu tam bilmiyorum henüz. Ben şimdilik üretime devam ediyorum. Yeni albümüm için çalışmaya başladım. Bu benim için en heyecanlı şey şu sıralar. Ama onun haricinde de heyecanlandığım birkaç iş birliği olacak gibi görünüyor. Ayrıca Sudaki Çığlık için sanıyorum yeni videolar da gelir zaman içinde.