SELİM GÜLGÖREN: SADECE MÜZİĞİMLE, SANATIMLA VAR OLMAYA ÇALIŞIYORUM!

Yıllardır onu çok yönlü başarılarıyla tanıdık! Şarkıcı, oyuncu, besteci olan Selim Gülgören müziğin evrensel bir dil olduğunu ifade ediyor. Üç hafta önce çıkış yapan yeni şarkısı “Bi Yanım”da yabancı sözler kullanarak en çok dinlenenler listesinde yerini aldı. Sevgili Selim ile müzik dünyasını, günümüz müziğindeki farklılıkları, oyunculuğu ile farklı kimliklere girmesinin getirmiş olduğu yenilikleri konuştuk…

Öncelikle bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederiz…

Sevgili Selim, bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Herkese selamlar öncelikle. 7/24 iş kolik bir adamım Selim Gülgören müzik yapım adı altında bir şirketim var burada sinema flim müzikleri, albüm prodüksiyon hizmetleri (aranjörlük) hizmeti vermekteyim yani kısacası günümün 12 saati stüdyoda üretim aşamasında geçmektedir. Onun haricinde hayvanlara kendini adayan ne kadar sahipsiz hayvan varsa onun yardımına koşmayı seven bir adamım.

Çok yeni olan çalışmanız “Bi Yanım”da şarkı kadar klip de beğeni topladı. Fransızca sözler ile müzikseverlerin beğenisine sundunuz. Şimdiden tepkiler nasıl oldu?

Beklediğimden çok daha güzel tepkilerle karşılaştım. Şarkıyı yazarken de, aranje ederken de hep aklımda insanların yüzünde güzel bir tebessüm bırakmak oldu, onu da sanırım başardığımı düşünüyorum ve ayrıca global işlere imza atmak istediğim için Fransızca ve benzeri dilleri bir arada kullanmayı çok seviyorum. Müzik evrensel bir dil olduğu için her şeyin iç içe olması çok hoşuma gidiyor açıkçası. Şarkıyı sizler de sevdiyseniz ne mutlu bana.

Sizi destekleyen, müziğinizi benimseyen büyük bir kesim var. Özellikle bu destek sosyal medyadan geliyor. Bunu tavrınıza mı müziğinize mi borçlusunuz?

Yani nasıl olduğunu bilemiyorum beni dinleyen ve takip eden dinleyicimin takdiridir tabiki o. Ben mümkün olduğu kadar sadece müziğimle, sanatımla var olmaya çalışıyor, çok fazla her şeye muhalefet olmamayı, üretmeyi ve sevenlerime her zaman güzel işler sunmayı istiyorum. Muhtemelen bunun da dinleyiciye geçtiğini düşünüyorum. Beni seven, sayan, dinleyen herkese teşekkür ederim.

Bir gününüz nasıl geçer, ne tür aktiviteler yaparsınız? Ya da gün içinde en çok yoğunlaştığınız şey nedir?

Günüm daha çok işte, müzik yaparak geçiyor. Onun haricinde çok fazla sosyal bir yaşantım olduğu söylenemez. Ailem ve beslediğim hayvanlarım ile vakit geçirmeyi seviyorum.

Hayatınızın büyük bir bölümünü müzik kaplıyor ama zaman zaman dizilerde de rol aldınız. Bu durum yani oyunculuk yapmak müziğinizi etkiledi mi?

Aslında etkilemedi tam tersi o da bir reklam ve orada da şarkılarımı, kendimi tanıtma fırsatı buluyor ve çok da severek oyunculuk yapıyorum.

Peki, o zamanlar da bir şarkıcı olarak mı yada oyuncu olarak mı kendinizi daha iyi ifade ettiniz?

Ben zaten bir aranjördüm (müzisyendim) diziden öncede bir çok filme, reklamlara müzikler yapıyor ve hayatımı bu yönde ilerliyordum fakat sadece dizide tanıyan insanlar benim oyuncu, sonradan şarkıcı olduğumu zannetti fakat dizinin müziklerini de yapan bendim.

“Tarihe Gömdüm” ve “Adım Adım” farklı türlerde olsa da sizi tanımlayan nitelikte şarkılar diyebiliriz. Peki, bu şarkıların hikayesi nedir? Nasıl ortaya çıktı?

Yani o kadar şarkı üzerinde çalışmalarım oluyor ki inanın zaman zaman hikayelerini ben de unutuyorum.

Geçmişten günümüze sizce müzik anlayışı değişti mi?

Çok fazla eskiden müzik vardı şimdi ise müzik adı altında bir sürü “çöp” maalesef. Üzücü tabiki bu durum çünkü artık klibi olmayan adam yerine koymuyorlar yani bu işi bilen bilmeyen şarkıcı oldu. Müzik maalesef meslek adı altından çıktı, sıradan herkesin yapabileceği bir şey oldu.

İyi işler bir şekilde yerini buluyor. Son zamanlar da çok şarkı çıkaran oldu, Kendini kanıtlayan kişiler arasında; unutulan isimler de var. Bu sektörü etkiliyor mu? Neler düşünüyorsunuz?

Yetenekli ve gerçekten müzik yapan insanları değil sadece popüler olan kişiler tercih oldu. Yani müzik değil o dönemin fenomenleri iş yapar oldu, maalesef etkiliyor tabi.