1995 yılında Amy Lee ve Ben Moody tarafından Amerika’da kurulan Evanescence, 2003’te yayınladıkları ilk albümleri “Fallen” ile yurtdışında olduğu gibi Türkiye’de de fenomen haline dönüşmüştü. Bring Me to Life, My Immortal, Going Under gibi şarkılarıyla, Amy’nin inanılmaz güzelliği ve şarkılarının yarattığı gotik atmosfer ile tanıdığımız Evanescence , altı senelik sessizliklerini Kasım ayında Sony Müzik ile yayınladıkları “Synthesis” albümleri ile bozmuş oldular.Dördüncü stüdyo albümleri “Synthesis”, grubun yeni şarkılarına yer verirken, bir yandan da “My Immortal” ve “Lithium” gibi eski eserlerinin orkestra eşliğinde ve elektronika bazlı müzik elementleri ile harmanlanmış hallerini de içeriyor. Billboard Amerika listelerine bir numaran giriş yapan albüm, hard-rock tınılarını kısmen eksiltmiş olsa da, gotik yapısını kaybetmemiş olsa gerek ki, Loudwire, Rollingstone gibi müzik sitelerinden neredeyse tam puan aldı.
Peki ama ya bu sessizlik nasıl bozuldu? Altı senelik bu ara grubun müzik algısını nasıl değiştirdi? Tarz değişikliğine rağmen, Evanescence, kendi atmosferini nasıl korudu? İşte Amy’nin cevapları!
**Scroll down for English
Altı yıl aradan sonra, yeni bir albüm yayınladınız. Hayranlarınız çılgına dönmesi bir yana, eleştirmenler tarafından da güzel yorumlar aldınız. Yeni albümünüzdeki “electro-orchestral” uyarlamalar ve “azaltılmış gitarlar dinleyicilerinizin bazılarını şaşırttı. İçinde eski şarkılarınızın da olduğu yeni albümünüz “Synthesis”i yeni bir ses ile birleştirmeye nasıl karar verdiniz? Geçtiğimiz altı yılda Evanescence için neler değişti? Albümün arkasındaki hikayeyi bize anlatabilir misiniz?
Eski şarkıların çoğunu farklı bir açıdan göstermek istedik. Senfonik ve elektronik elementler daima müziğimizin bir parçası olmuştur, fakat çoğunlukla geri planda kalarak grubu desteklemekle yetinmişlerdir. Evanescence’ın gerçekte ne olduğunu, bu şarkıların bize ne anlam ifade ettiğini daha büyük bir kare ile göstermeyi amaçladık. Örneğin sözlerle yapılan aranjmanlar bana yepyeni bir derinlik katıyor; bu yüzden biraz klasik bir meşruiyetle farklı bir şekilde çalışmayı tercih ettim. Kıyaslandığında yeni şarkılara nazaran eski şarkılarımızda daha fazla özgürlük vardı, çünkü asıl amaç hit yapmak değildi; tüm yönleri tek seferde gösterebilmekti. Ki biz bunu zaten yaptık. Yani müziğin klasik film skoru kısmıyla taşkınlık da yapabilirdik.
Hayranlarınızın aklında yaygın bir soru var: Yakın zamanda albümünüzde yer almamış yeni şeyler yayımlayacak mısınız? Son zamanlarda konserlerde çaldığınız “Weight of the World” gibi…
Hayır, hemen stüdyoya geri dönmek gibi bir planımız yok. Fakat Synthesis şovlarından birini kayıt altına aldık, canlı kayıt şu anda hazırlık aşamasında.
“Synthesis” ile müziğinizde bir limit olmadığını gösterdiniz. Dinleyicinin karşısına oldukça farklı bir şeyle geldiniz fakat tüm albüm hâlâ o kendine özgü Evanescence atmosferine sahip. Destekleyici enstrümanları değiştirirken bu atmosferi korumayı nasıl başardınız? Kayıtlarınızdaki temel elementlerin neler olduğunu düşünüyorsunuz?
Ritmimiz , temel elementlere ve her an her yerden gelebilecek ilhama dayalı. Daima hip-hop, klasik müzik, hard rock ve bunun gibi her tür müzikten hoşlanmışımdır. Genel ritmimizin temel elementleri; distorted gitarın güçlü katmanları, sert vuruşlu davullar, programlama, bir dize bölüm, piyano, merkez sesin solunda kalan geri plan vokaller ve bütün bunların üzerindeki sesim… Kısaca Synthesis’in asıl tarifi; büyük gitarları ve davulları çıkartarak koca bir orkestranın daha ilginç ve karmaşık bir zeminde programlama ve elektronik seslerin yerlerini almasına ek olarak o fikri maksimuma ulaştırmak adına aranjmanları değiştirmesidir.
Şarkılarınız, özellikle zorlu depresyon dönemlerinde, hayatımın önemli bir parçası haline gelmişti. Eminim birçok insan için de aynı şekildedir. Grup üyeleri genel olarak melankolik mi yoksa sadece sanatınızda mı depresif duygulardan besleniyorsunuz? Yani müziğinizle zıt bir hayat sürdürüp sürdürmediğinizi merak ediyorum.
Hayır tabii ki. Demek istediğim; biz de herkes gibi inişleri çıkışları olan insanlarız, ama grubumdaki herkes mutlu ve sağlıklı. Önemsediğimiz ailelerimiz var, hepimiz pratik, dinamiği yüksek, iyi arkadaşlarız. Müzik her zaman için en içteki duyguları çekip çıkaran, acı sürecine tanıklık eden, güzelliği bulan ve acı üzerinden tatmin noktasına ulaştıran bir nokta olmuştur benim için.
Son on yılda psikolojik rahatsızlıklar dünya çapında yaygınlaşmakta. Peki ya sizin ciddi bir depresyonunuz oldu mu? Nasıl üstesinden geldiniz? “Lithium” şarkınız herhangi bir hastalığa ithafen mi yazıldı?
Hastalıklar mı yaygınlaşıyor yoksa farkındalığımız mı artıyor emin değilim. Hakkında konuşulması zor, bazen aşağılayıcı ve korkutucu bir şey olsa da akıl sağlığının sosyal çevrelerce konuşulabilirliğinin git gide arttığını düşünüyorum. Umuyorum ki daha çok insana yardım isteyebileceğinin farkına varır. Anne babalarımızın jenerasyonu ve hatta daha da ilerisi büyükannelerimizin jenerasyonu; omuzlarındaki yüklerden bahsetmenin, terapi görmenin ve hatta hastaneye gitmenin bile seni “deli bir insan” yaptığını düşünüyordu. Bu düşüncenin fazlasıyla değiştiğini görmekten çok mutluyum. Kendi adıma, terapinin inanılmaz derecede olumlu bir şey olduğunu düşünüyorum ve müziğimle duygularımı dışarı vurmaya çalışıyorum. Dünya gerçekten de çok karanlık bir yer olabilir ve eğer hiçbir noktada en ufak bir sorunun yoksa esas bu tuhaf bir şey olur.
Duygusal boşlukların müzik ile doldurulabileceğini düşünüyor musunuz? Size göre, müzik bir hayatta kalma yolu mu?
Müzik beni mutlu ediyor. Müzik her şeyi daha iyi yapıyor. Müzik, duygusal bir güçlendiricidir; her ne hissediyorsan müzikle daha fazlasını hissedebilirsin. Ve hissetmek önemlidir. Hissizleşmek, bizi insan olmaktan uzaklaştırır.
Müziğinizle neyi hedefliyorsunuz? Dinleyicilere ortak duygular yansıtmak mı yoksa zihinlerinin farklı bir kısmını, farklı bir dünyayı keşfetmelerini sağlamak mı?
Bu grubu bir misyonla kurmadık. Gerçekten bir planım yok, sadece müzik yapmam gerektiğini biliyorum çünkü ben buyum. İyi hissettirdiği için müziğe başladım ve güzel bir bonus olarak, bu müzik diğer insanlara da kendilerini iyi hissettirdi. Bunun için çok mutluyum.
Bana kalırsa moda konusunda eşsiz bir zevkin var. Sence görünüşün, modun, sahne görselleri ve ışıklar canlı performansınızı nasıl etkiliyor?
Genellikle sanatımızı, canlı gösterilerimizi ve görsellerimizi Evanescence ritmiyle uyumlu yapmaya çalışırız. Sahne ışıklarına ve neler giydiğime gelirsek, ben de görsel olarak müziğimizle ilişkili şeyler yapmaya çalışıyorum. Örneğin; Synthesis, organik ve sentetiğin karışımıdır. Yani logodaki metalik “e” ve güvelerin oluşturduğu “s” bu karışımın psikolojik yönünü gösterme amaçlı.
Yakın gelecekteTürkiye sahneniz var mı? Sabırsız Türk dinleyicilerinize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Umarım! İstanbul’a dair çok tatlı anılarımız var veTürkiye’deki arkadaşlarımızı çok seviyoruz. Bize karşı çok naziksiniz! Yakın zamanda sizleri tekrardan görmeyi umuyoruz.
You have just released a new album after six years. Your fans got crazy about it and it also got really nice comments from the critics. Some of your fans were surprised with the electro-orchestral adaptations and low-down guitars in your new album. How did you decide to make your new album “Synthesis” which includes your older songs with this new sound? What has been changed for Evanescence in six years? Can you tell us the story behind the album?
Well I really wanted to show a lot of these older songs in another light. The symphonic and electronic elements have always been part of our music, but usually spend most of their time in the background, supporting the band. I wanted to show a bigger picture of what Evanescence is, what these songs are to me. These arrangements give the lyrics a new depth to me, and I wanted the challenge of working in a different way, with some classical legitimacy. There was extra freedom with the older songs than there is when we’re putting out a new song, because the point wasn’t to make it a hit, show all sides of it at once. We already did that. So we could just totally run wild with the classical, film score side of the music.
There is a common question on your fans’ heads; are you going to release anything new that couldn’t make it on to the album in the near future? Like “Weight of the World” that you have been playing at the live shows recently.
No, we don’t have any plans to go back into the studio right away. But we did film one of the Synthesis shows and the live recording is in production now.
With “Synthesis”, you showed us that there are no limits in your music. You came up with something quite different but still, the whole album has that unique Evanescence atmosphere. How did you keep this atmosphere while you modify the supporting instruments? What do you think are the fundamental and unique elements of your productions?
Our sound is made up of some basic elements, and inspiration from all over the place. I’ve always enjoyed all kinds of music, from electronic to hip hop to classical to hard rock and beyond that. Fundamental elements of our usual sound are powerful layers of distorted guitar, heavy hitting drums, programming, a string section, piano, a dreamy layer of slightly left-of-center background vocals and my voice on top. The recipe for Synthesis was basically pulling out the big guitars and drums and letting a full orchestra and a more interesting and complex bed of programming and electronic sounds take over that space, plus changing the arrangements to take that idea to the max.
Your songs were an important part of my life, especially during hard, depressing phases. I am quite sure many people feel the same way. I was wondering that the members of the band are melancholic in general or you are only directing depressing emotions into your art and living in the opposite way of your music?
Oh not at all. I mean, we’re just normal people with ups and downs like anybody else, but everybody in my band is happy and healthy. We have families we care for and we are good friends with a functional working dynamic. I can tell you from past experience that is a rarity, and an incredible blessing! The music has always been my place to dig into my deepest feelings, process hurt, find beauty and satisfaction through pouring out the pain.
In the last decade, the psychological disorders are increasing worldwide. Have you ever had serious a depression? How did you get over it? Is your song “Lithium” addresses to any disorder?
I don’t know if the disorders are increasing or just our awareness of them. I think it’s become more and more socially acceptable to speak openly about mental health, which is such a difficult, sometimes humiliating and scary thing to talk about. Hopefully more people feel like they can ask for help. I know that my parents generation, and even worse my grandparents generation, was all about bearing your own burdens, and speaking to a counselor or committing yourself to a hospital made you a “crazy person.” I’m glad that’s changed so much. I found counseling to be an incredibly positive thing for me, and I use my music to get my feelings out. This world can be a very dark place, and if you don’t have some problem with anything at SOME point I think that would be the stranger thing.
Do you think that the emotional blanks can be filled with music? Is music a way of survival in your opinion?
Music makes me happy. Music makes everything better. It’s an emotional enhancer- whatever you’re feeling you can feel it more with music. And feeling is important. To be numb is to take away what makes us human.
What do you aim to do with your music? Reflecting the common emotions of the listeners or making people experience a different world and a different state of mind?
I didn’t start this band with a mission. I really don’t have a plan, I just know that I have to make music- it’s who I am. I started making music because it felt good, and the beautiful extra bonus is that it has made a lot of other people feel good too. I’m so grateful for that.
I think you have a moody taste in fashion. How do you think your appearance, mood, stage visuals, and lights affect your live performances?
Generally I try to make our artwork, live show, merch, and every visual that goes along with Evanescence match the sound. It’s one more medium to fully describe who we are. For the stage lighting, and what I wear, I try to make things make sense visually with the music. For example this whole Synthesis thing is about the blend of synthetic and organic. So the logo, that metallic cut ‘e’ woven together with the ‘s’ of moths- that’s supposed to represent that in a physical way.
Are there any Turkey shows in the near future? Do you have anything to say to your passionate Turkish audience?
I hope so! We have very fond memories of Istanbul and love our friends in Turkey. You have been so kind to us! We hope to see you again soon.