“BENİM YÖNELİMİM DÜŞÜNCEYDİ, BERRAKLIĞA ULAŞMA ÇABASI…”
ortega y gasset
# Ortamı yazgısıdır kişinin, çelişkili gibi görünse de, özgürlük aslında o zorunluluğu yiğitçe üstlenmektir.
# Yaşam -biyolojik olgu değil, insan yaşantısı olarak yaşam- kökten bir olaydır ve, yine yaşam, ortam koşullarına eşittir. Her birimiz kendi ortamımızda birer kazazede olarak yaşarız. Suyun yüzeyinde kalabilmek için ister istemez o ortamı kulaçlamak zorundayız.
#Belli bir zamanın ve mekanın varlığı olmak acı verir insana. Zamana ve mekana o kölelik, sonsuzluk biçiminde yansır düşüncesine. Sonsuz olmak ister insan, çünkü onun tam tersidir.
# Aydının varlığı insanları mutlu etmek için değildir, tedirgin etmek içindir, hiç değilse başlangıçta; yaşam hafifliğe, şenliğe, özentiye yer bırakmayan ciddi bir şeyse suç kendisinin değildir elbette.
# Zihin, genelde kişiliğin bir köşesine atılmış, kullanılmadığından ötürü küflenmiş, durur. Dışarıdan hazır alıp üstünde hiç kafa yormadığı, kendi akıl makinesinin üretmediği formüllerle yaşar.
# Gerçek aydının görevi pohpohlamak ya da yüceltmek değildir, çarpık gördüğüne karşı çıkmak ve düzeltmektir, dolayısıyla yazgısı çetin, sert, hatta korkunçtur.
# Her zamankinden fazla olanağın, bilginin, tekniğin bulunmasına karşın, çağdaş dünya, gelmiş geçmiş dünyaların en talihsizi görünüyor.
# Düşünmek için yaşamayız, tersine: hayatta kalabilmek için düşünürüz.
# Tüm büyük halklar her türlü hakkın çiğnenmesine katkıda bulundular. Bugün artık kimsenin hakkı yok, hak diye bir şey kalmadı çünkü…
# Dil bir çalışma gerecinden öte, bir varoluş koşuludur aydın için, kavramları saydamlaştırmanın, ortak yaşamı aydınlatmanın tek yoludur.
# Düşünce, insanoğlunun kendi kendisinin efendisi olması için tek yoldur. Günümüz insanı gitgide o efendiliği yitirmekte ve bizde sanki insanlık düzeyinin altına düşüyormuş gibi bir izlenim uyandırmakta.
# İnsanların bir konuda söyleyecek açık seçik hiçbir şeyleri olmayınca, susacak yerde tam tersini yapma huyları vardır: sözü ayyuka çıkarırlar, yani bağırırlar. Ve bağırtı saldırının, savaşın, kıyımın sesli eşiğidir. Dove si grita non e’ vera scienza, yani bağrılan yerde gerçek bilim olmaz, diyordu Leonardo.
# Uygarlaşan insanda uykusuzluk artar, içsel yaşamı yoğun insanlar hemen hemen sürekli bir uykusuzluktan yakınırlar.
# Esas olan hiçbir şey insana armağan olarak verilmiş değildir zaten. İnsan hepsini kendisi yapıp yakıştırmak zorundadır.
# İnsan dünyayı insanlaştırır, ona kendi ideal esaslarını aktarır, ta içine işletir…
# Evrenin tüm öbür kendiliklerinden farklı olarak, insan, kaplanın kaplanlığından, balığın balıklığından emin olduğu gibi, gerçekten insan olduğundan asla emin olamaz.
# Kuşkusuz her fikir -en doğru fikir bile- yanlış yorumlanmaya açıktır, kuşkusuz her fikir tehlikelidir.
# İnsanın varlığının tehlikeden başka bir şey olmadığını söyledim. İnsan hep uçurumların arasında yürür, istese de istemese de, en sahici zorunluluğu dengesini korumaktır.
# İnsanda süreklilik olmazsa hiçbir olumluluk olmaz.
# Kendini yitmiş duyma yeteneği ve tedirginliği, insanoğlunun trajik yazgısı, aynı zamanda da yüce ayrıcalığıdır.
# Yaşam bize verilirken aslında verilen şey uğraştır. Hepimizin pek iyi bildiği gibi, yaşam demek uğraş demektir. Ve her durumda seçilmesi gereken uğraşın herhangi bir uğraş değil, bizim gerçek yönelimimiz, sahici uğraşımız olmasıdır.