Ceza Türkçe Rap’in derinliklerini Red Bull Music Festival’de değerlendirdi – Karaköy Mono

Ekim 2019 tarihinde İstanbullu müzikseverlere unutulmaz bir deneyim sunan Red Bull Music Festival İstanbul kapsamında, takipçileriyle buluşan Ceza, Türkçe Rap’in dünü, bugünü ve yarınını anlattı. Sanatçı, ayrıca müziğe başlamak isteyenlere de tavsiyede bulundu: “Kolay bir iş yok. Her iş zordur. İnsan kendisine karşı eleştirel olmalı ve bu eleştirileri de karşılayabilmek için azimli olmak gerek. Çok müzik dinlemek, kulağını ve kendini geliştirmek de gerekiyor,” dedi.

İstanbul’u 1-15 Ekim 2019 tarihleri arasında müzikle ele geçiren Red Bull Music Festival İstanbul, eşi benzeri görülmemiş bir festival deneyimi sundu. Özenle hazırlanan ve şehrin ruhunu yansıtan festivale ev sahipliği yapan ‘Red Bull House of Music’ çatısı altında Türkçe Rap’in önemli ismi Ceza, takipçileriyle buluşmuştu. Gazeteci Barış Akpolat’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Ceza, müziğe olan tutkusu, kariyerine başlangıç öyküsü, karşılaştığı zorlukları ve Türkçe Rap’in dünü, bugünü ve yarınını konuştu.

‘Müziğim uğruna tüm koleksiyonumu elden çıkardım’

Babasının müziğe çok ilgili olduğundan bahseden sanatçı, müziğe olan tutkusunu bu sayede keşfettiğini anlattı. Türkçe Rap’in en önemli ismi olarak görülen Ceza, ilk albümünü yayınlayabilmek için kendisinin yıllarca biriktirdiği albüm koleksiyonunu satmak durumunda kaldığını şu sözlerle ifade etti: “Nefret albümümü çıkarabilmek için 3-4 bin albümden oluşan müzik arşivimin tamamını elden çıkardım. Bir başka deyişle müzik yapabilmek uğruna müziği harcadım.”

Kendisinin diğer müzik türlerine de hayatı boyunca aşina olduğunu, klasik müzikten heavy metale, rock müziğe ve daha birçoğuna büyük ilgi duyduğunu belirten sanatçı, 90’lı yıllarda kendi yaptığı müziğin, anaakım ve rock mecrası tarafından dışarıda bırakıldığını ifade etti. Ceza, “Yeni yeni adımızı duyurmaya, konserlere çıkmaya başladığımızda Türkiye’de rap müziğe kötü gözle bakılıyordu. Rock müzik odağındaki bir festivalde yer aldığımız zaman ötekileştiriliyor, dışlanıyorduk. Bugün ise birçok müzik türü aynı festival çatısı altında toplanabiliyor, her katılımcı tarafından saygıyla dinlenebiliyor ve herkes birbirinin müzik zevklerine saygı gösterebiliyor,” diye konuştu.

Bunlara ek olarak kendisinin dünyanın birçok yerinden takip ettiği sanatçıyla düet ve iş birlikleri geliştirebilmek için çaba gösterdiğini ve yılmadan girişimlerde bulunduğunu anlatan sanatçı, bu emeklerinin karşılığında ilk yurtdışı konserini İsveç’te verdiğini anlattı.

‘Rapstar benim için dönüm noktası oldu’

Müzik kariyerinin dönüm noktalarından biri olarak ‘Rapstar’ albümünü çıkardığı 2004 yılına işaret eden sanatçı, “Cartel’den sonraki en yüksek satışa ulaşan albüm. Bana hem müzisyen olarak daha ağır olmam gerektiğini öğretti, beni olgunlaştırdı. Hem de müziğimle büyük kitlelere ulaşabileceğimi, bana kendi gücümü gösterdi. Türkçe Rap’in artık giderek yerini kanıtladığı dönemdi. Katıldığımız televizyon programlarının telefonları kilitlenir hale gelmişti, reytingler tavan olurdu. Her şeyi ilk kez bizimle yaşadıkları için bizimle öğrendiler. Yapımcılar peşimizden koşmaya başladı,” sözlerini kullandı.

Bunlara ek olarak bu başarısında rol oynayan şeyin yıllarca verdiği emekler olduğunu vurgulayan sanatçı, “Kimse sanmasın ki biz bir anda parladık. Müzikal geçmişimizde yıllarca emek verdik, ter döktük. Hiç kimse bir anda meşhur olmuyor. Bir anda meşhur olan da malum kalıcı olamıyor. Bu yüzden müziğe ilgili olan herkese tavsiyem, müzik kulağını geliştirebilmek için devamlı araştırmaları ve dinlemeleri. Hiçbir iş kolay değildi. İnsan kendisine karşı eleştirel olmalı ve bu eleştirileri de karşılayabilmek için azimli olmak gerekiyor,” dedi.