Son zamanların en kaliteli işlerinden biri: Daydreams – Karaköy Mono

Tüm besteleri piyanist Bilge Günaydın’a ait olan ‘Daydreams’ albümü uzun zamandır hasret duyduğumuz sound’u bir araya getiriyor.

Bilge Günaydın, quintet müziğine sırtını yaslayarak çıkardığı ‘Daydreams’ albümüyle çok farklı sularda geziniyor. Albümün tamamı İstanbul Devlet Konservatuarı piyano bölümü mezunu olan piyanist Bilge Günaydın’ın elinde çıkma bir çalışma. Şu ana kadar 24. ve 25. Uluslararası Akbank Caz Festivali’nde İstanbul Gençlik Caz Orkestrası konserlerinde çalmış olup, aynı orkestranın Nicholas Payton ile olan konserinde de piyanist olarak yer aldı. Big Band için bestelemiş olduğu müzikler yine aynı orkestra tarafından seslendirildi. Uluslararası müzik örgütü JMI davetiyle burslu olarak, Norveç’te gerçekleşen 2015 Norway Jazz Improvisation Camp’e katılmıştır. 2017 yılında ise İtalya’da gerçekleşen Siena Jazz Workshop’a katılarak Will Vinson, Matt Mitchell, Gerald Clayton ve pek çok değerli müzisyenle çalışma ve çalma fırsatı yakaladı. Romanya’da gerçekleşen 2017 Sibiu Jazz Competition Festival Konserleri kapsamında trio olarak kendi müziklerini çaldı. 

Çok kaliteli bir ekibin bir araya geldiği ‘Daydreams’te Bilge Günaydın, Cemal Süreya’ya itfahen bestelediği ‘Üvercinka’ şarkısının yanı sıra birçok farklı enstrümanın bir araya geldiği ve bir İstanbul yansıması olan ‘İstanbulin Cats’ gibi şarkılar ön plana çıkıyor. ‘Daydreams’ son zamanların en kaliteli işlerinden biri. 



Albümün çıkış hikâyesini biraz anlatabilir misin?

Daydreams, benim son birkaç yıl içerisinde bestelediğim ve düzenlemelerini yaptığım, müzikal renklerimi göstereceğini ve birbirlerini tamamlayacağını düşündüğüm sekiz parçanın bir araya gelmesiyle oluşan bir albüm. Bu albümü kaydetmek aslında uzun zamandır hayatımdaki öncelikli hedeflerimden birisiydi. Kayda girmeden önce albümde çalan isimlerle bu müzikleri Bova, Nardis, Badau gibi caz mekanlarında birkaç konserde çaldık ve artık hazır olduğunu düşündüğüm noktada kaydettik. Yakın zamanda da Ada Müzik etiketiyle yayımlandı.

Albümde çok farklı enstrümanlar bir araya gelmiş. Seviyor musun farklılıkları, müzikle oynamayı?

Albüm, temel olarak iki saksofon ve piano, bas, davul üçlüsü için yazılmış müziklerden oluşuyor. Daha kuzey müzikleriyle etkileşimli ve lirik melodilerin hakim olduğu bazı parçalar, soprano-alto saksofon ikilisi tarafından çalınırken, bazıları da alto-tenor saksofon ikilisi içindi. Triodan ziyade daha geniş enstrumantasyonda müzikler yazmak, bana özellikle bir besteci olarak daha geniş ve renkli bir oyun alanı sağlıyor açıkçası. Müzisyenlerin kendi özgün tınılarının, yazdığım müziklerdeki yansımasını duymak da beni ayrıca mutlu ediyor. Albümde alto saksofonda Serhan Erkol, tenor ve soprano saksofonda Tamer Temel birbirleriyle de iyi anlaşan iki değerli saksofonist olmanın avantajıyla beraber çaldılar. Kontrbasta ise Kağan Yıldız ve Apostolos Sideris parçaları paylaştılar. Davulda ise Berke Özgümüş yer aldı. Albüme konuk olmuş bir diğer değerli müzisyen ise perdesiz gitarıyla Cenk Erdoğan. Üvercinka ve istanbulin cats parçalarında çalması da bu parçalara ayrı bir karakteristik kattı diye düşünüyorum. Bir başka konuğumuz da yakın arkadaşım Esra Kayıkçı oldu ve ikimizin de pek sevdiği bestem “Snow” a sesini verdi. 

Bundan sonraki hedeflerin neler?

Öncelikle bu albümü yurtiçinde ya da yurtdışında yakın gelecekte çalmayı çok istiyorum. Pandemi öncesi belirlenmiş bazı konserlerimiz vardı ve haliyle iptal oldu. Umarım şu günler geçer ve yeni konserler olur. Onun dışında kaydetmeyi istediğim ve farklı enstrumantasyonlarda bazı yeni müzikler var, bu süreçte biraz onların hazırlıklarını yapıyor olacağım.