Türkiye rock müziğinin köklü isimlerinden İhtiyaç Molası, uzun bir aradan sonra yayınladığı ‘Kelek’ şarkısıyla isyanını dile getiriyor.
İhtiyaç Molası için yazacak çok şey var. 1995 yılında ‘rüzgarın kenti’ Çanakkale’de kurulan topluluk bir dönem cover yaptı bir dönem de doğaçlama takıldı. Bu arada yaptıkları besteleri çıktıkları mekanlarda da çalmaya başladılar ve dinleyiciden güzel geri dönüşler almaya başlayınca albüme yöneldiler. İstanbul’da yaşamaya karar vererek burada albüm çalışmalarına yön veren topluluk 1999 yılında ilk albümü ‘Milad’ı yayınladı. Birçok eleştirmen tarafından progressive türü arasında gösterilen albüm dönemin Türkçe rock piyasası düşünüldüğünde hayli marjinal bir iş olarak değerlendirilebilir. Ve grup ilk albümleri için kaydettikleri ‘Kelek’in farklı bir versiyonuyla uzun bir aradan sonra karşımıza çıktı. Taner Sarf (gitar-vokal), Sinan Gürsoy (Bas), Tolga Çebi (keman-klavye) ve Murat Güllü’den (davul-vurmalılar) oluşan İhtiyaç Molası’yla ‘Kelek’in öyküsünü konuştuk.
Uzun zamandır ortalarda yoktunuz. Neler yapıyordunuz?
Doğru, ‘Kapılar’ albümünden sonra İlhan Şeşen ‘Hediyem’ albümü için ustanın en güzel şarkılarından ‘Sen Benim Şarkılarımsın’ı yeniden yorumladık. O yayınlandıktan sonra ilk albümümüz Milad’ı 20. yılı için tekrar mastering yaptırdık, Cem Ömeroğlu yaptı masteringi. Dijital kanallarda eski yayında sorunlar vardı. Tekrar yayınlayarak bu hatalar da giderildi. Bir de dijitalde yayında olmayan ‘Kelek’in uzun versiyonu da gün yüzüne çıkmış oldu.
Şarkının çıkış hikâyesinden biraz bahseder misiniz?
‘Kelek’ 1999 yılı ‘Milad’ albümünde ‘Delikanlı’ şarkısının giriş ve orta bölümü için stüdyoda doğaçlama çalarak kaydettiğimiz bir şarkıydı. O dönemde kaydı yapan ses mühendisi dostumuz Okan Doğu, bu şarkıyı ayrı track olarak koyalım demişti, biz de CD’de hidden track olarak yayınlamıştık. O sebeple dijital dönüşümde albümle yayınlanamamıştı. 20. yıl remastered versiyon yayınlarken onu da single olarak yayınlayalım diye düşündük ve dijital kanallarda yayınladık.
Bu isyan neye karşı?
Şarkının sözleri ‘Hayat kelek, bize hep kelek var bu dünyada’ diye bitiyor. 20li yaşların ortasında hayatı kelek olarak anlamışız, 40lı yaşların ortasına geldik, görmediğimiz bir tek pandemi kalmıştı, onu da gördük. Daha KELEK artık ne görürüz bilmiyoruz. Her grubun hikâyesinde aşağı yukarı vardır; ne zaman albüm yapsak ülkenin başına bir fena olay geliyor, acaba yapmasak mı? diye… Yani isyan bu hayata… Ama bütün bu hikâyeleri de gelecek nesillere anlatmamız gerekiyor diye düşünüp müzik yapmaya devam ediyoruz.