“GÜZELLİĞİYLE ÜNLÜ: DUBAİ” – Karaköy Mono

Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en lüks, en yüksek nüfuslu ve en güvenli şehri olarak biliniyor. Eğer bir süreliğine iş veya turistik amaçlı bu güzel şehirde kalmayı planlıyorsanız, kurumsal şirketlere ve bireysel kullanıcılara özel konaklama hizmeti sunan Blueground’ın “Nerede kalınır, ne yenir ve nereleri mutlaka görmek gerekir?” gibi önerilerine göz atabilirsiniz.

DUBAİ’DE NEREDE KALINIR?

Blueground, bir aydan başlayarak bir yıla kadar veya daha uzun bir süre boyunca kiralanabilen, özenle dekore edilmiş tam donanımlı daireler sunuyor. Dubai’de en çok rağbet gören lokasyonlarda 400’den fazla taşınmaya hazır dairesiyle hizmet veren şirket, % 97’lik doluluk oranıyla dikkat çekiyor. 

A’dan Z’ye eşyalı olan Blueground daireleri, profesyonel tasarımcılardan oluşan bir ekip tarafından özenle dekore ediliyor ve modern olanaklarla donatılıyor. Tasarım koltuk takımı, yemek masası, el yapımı halılar gibi yüksek kaliteli mobilyalara sahip olan daireler, akıllı TV’ler ve hoparlörler gibi üst düzey cihazlarla da konfor sunuyor. Portföy ise, yeni inşa edilmiş binalardan yenilenmiş binalara; kulelerde bulunan stüdyolardaki tek ve iki yatak odalı dairelere kadar çeşitlilik gösteriyor. Dubai Downtown, City Walk, DIFC, Marina ve JBR Blueground dairelerinin bulunduğu ana lokasyonlar.

Blueground, aynı zamanda orta ve uzun vadeli konaklamalar için yenilikçi teknolojiyi kullanmaya odaklanıyor. Kullanıcılarının başka bir şehirde yeni bir daire bulup orayı “ev” yapma sürecindeki tüm detayları teknolojiyi kullanarak kolaylaştırıyor. Online rezervasyon yapıldıktan sonra kiracılar, daire temizliği ve bakım talepleri de dahil birçok ihtiyaçlarında Blueground mobil uygulaması aracılığıyla ücretsiz destek alabiliyorlar. 

İnsanların gittikleri her yerde kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlama misyonuyla şirket; satış, iş geliştirme, operasyon ve müşteri deneyimi alanlarında Dubai’de yaklaşık otuz kişilik ekibi ile hizmet veriyor. Eğer siz de Dubai’de 30 günden fazla konaklamayı planlıyorsanız, gerekli tüm donanım ve olanaklara sahip Blueground dairelerini tercih edebilirsiniz. 

DUBAİ’DE NE YENİR?

Dubai kelimenin tam anlamıyla bir dünya şehri ve bu etki gastronomiye de yansıyor. Dubai’nin yerel mutfağı Suriye ve Lübnan mutfaklarının bir kombinasyonu olarak tanımlanabilir ama Fas, Afgan, Tunus, Fars ve Mısır lezzetlerine de sıklıkla rastlamak mümkün. Dubai’de çeşitli lezzetleri sunan çok sayıda restoran bulabilirsiniz, üstelik de her geçen gün yenileri açılmaya devam ediyor. Sadece hangi gurme restoranının size daha uygun olduğunu bulmalısınız. 

Tıpkı Türkiye’deki gibi “meze” kültürü Dubai’de de oldukça popüler. Mezeler geleneksel olarak yemeklerin başında servis ediliyor. Bu tadımlık lezzetler, soğuk veya sıcak olabiliyor; küçük et ve sebze parçalarından oluşuyor. Türkiye’de olduğu gibi farklı peynir türleri ve “dolma” da “meze” olarak adlandırılıyor.

Kızarmış tavuk veya kuzu etinden yapılan “Shawarma” ile nohut topları olan “Falafel”, sokaklarda satılan yerel lezzetler arasında yer alıyor. Eğer hem otantik hem de makul fiyatlı alternatifler arıyorsanız Creek ve Deira’nın dar sokaklarında yer alan etnik restoranları tercih edebilirsiniz. Yemek yemek için bir diğer cazip lokasyon ise Madinat Jumeirah Market. Bölgede her bütçeye ve her damak zevkine uygun düzinelerce restoran bulunuyor. Şehir merkezinde ve Jumeirah Beach Road’da ise güzel kafelere denk gelebilirsiniz. En iyi restoranların ise beş yıldızlı otellerde bulunduğunu söyleyebiliriz. 

Birleşik Arap Emirlikleri’nin en bilinen lezzeti “Hurma”, besleyici ve sağlıklı olduğu kadar gastronomide de önemli bir yere sahip. Çöl ikliminin ayrılmaz bir parçası olan hurma ağacı, turistlerin de favori lezzeti olarak öne çıkıyor. Gösterişli restoranlarda Arap mutfağına özgü eşsiz lezzetler sunan Dubai, tatlı severlere bol hurmalı unutulmaz deneyimler vaat ediyor. 

Bir Yemen geleneksel lezzeti olan; pirinç, baharat ve genellikle kuzu veya tavukla hazırlanan “Mandi” de Dubai’de oldukça popüler bir yemek. Tıpkı bizdeki tandır gibi etler saatlerce toprak altında pişiriliyor ve sonunda pilavla servis ediliyor. 

Eğer yulaf seviyorsanız, Dubai’yi ziyaret ettiğinizde kesinlikle “Al Harees” denemelisiniz. Bu popüler yerel yemek, buğday, et ve bir tutam tuzla pişiriliyor. Bu özel yemeğin de Anadolu’da yapılan keşkeğe benzediğini söyleyebiliriz. Pirinç, soğan, et ile hazırlanan ve baharat, tuz, kurutulmuş limon ile servis edilen “Al Machboos”u da denemenizi tavsiye ederiz.

Balıkçılık, on yıllardır Dubai Körfezi’nde önemli bir yere sahip. Birçok restoranda bulabileceğiniz, bölgenin en ünlü balığı “hamour”u da gitmişken mutlaka deneyin deriz. 

DUBAİ’DE NERELERE GİDİLİR?

Dubai, lüks gökdelenleri, özel tasarım yapay adaları ve tema parkları ile dünyanın her yerinden birçok turistin en gözde destinasyonlarından biri. Kentin en popüler yerleri ise dünyanın en uzun gökdeleni Burj Dubai (Burj Khalifa), dünyanın en büyük yapay adası Palm Jumeirah ve dünyanın en büyük alışveriş merkezi Dubai Mall. 

Dünyanın en yüksek kulesi olarak inşaatı 2010 yılında tamamlanan Burj Khalifa, Dubai’nin en önemli sembollerinden biri. İçerisinde oteller, iş merkezleri ve restoranlar bulunan, 829 metre uzunluğundaki bu görkemli yapıya eğer yolunuz düşerse, muhteşem manzarasını görmek için mutlaka 124. kata çıkmalısınız. Jumeirah Emirates Tower ise Burj Khalifa’dan önce 9 yıl boyunca kentin en yüksek binasıydı. Bu iki gösterişli bina, halen kentin gözdesi ve turistlerin favori mekanı olarak dikkat çekiyor. Dünyanın en estetik otellerinden biri kabul edilen ve “Yelken Oteli” ismiyle de bilinen Burj Al Arab da öne çıkan görkemli yapılardan biri. 

Dubai’de oldukça ilgi çeken projelerden de bahsetmek gerek. En sevilenlerden biri, 2008 yılında inşaatı tamamlanan Palm Adaları. Dubai kıyı şeridinde bir palmiye ağacı gibi görünen yapay araziyi hayatta tutabilmek için olağanüstü bir çaba sarf ediliyor. Her yıl dışarıdan kum pompalanarak zemini sağlamlaştırılan yapı böylece gezginlerin gözde duraklarından biri olmaya devam ediyor. Dubai’nin deniz kıyısındaki Bur Dubai bölgesinde yer alan ve dünyaca ünlü cazibe merkezlerinden sayılan Palm Adaları’ndan Palm Jumeirah Adası da şehir gezisi için mükemmel bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Gelelim alışverişe… Alışveriş için yolunuz mutlaka Dubai Mall’a düşecektir. 2009’dan beri açık olan ve içerisinde toplam 635 mağaza bulunan dünyanın en büyük alışveriş merkezinde kaybolma ihtimaliniz oldukça yüksek. Burj Khalifa ile komşu olan Dubai Mall, devasa akvaryumu, göl kıyısındaki restoranları ve dünyanın en büyük çeşmeleri ile de görülmeye değer. Dubai’ye deniz keyfi için geldiyseniz Burj Al Arab’a yakın bir konumda bulunan Sunset Plajı ve Dubai Marina’nın yanında yer alan Jumeirah Beach, halka açık plajlar olduğu için buralarda rahatça deniz, kum ve güneşin tadını çıkarabilirsiniz. 

Son olarak, şehrin en eski yerlerinden biri olan Dubai Müzesi’ni görmelisiniz. Dubai Müzesi, Dubai’nin hayatta kalan en eski binası olarak bilinen Al Fahidi Kalesi’nde yer alıyor. 1971’de müze olarak konumlandırılan kalenin kökeni 1787 yılına kadar uzanıyor ve ziyaretçilerine petrol bulunmadan önce burada nasıl bir balıkçı kasabası olduğuna dair bir fikir veriyor.