“STORYTELLER” KAPILARINI 9 KASIM’DA AÇIYOR – Karaköy Mono

Üç solo sergiyi bir araya getiren “Storyteller” 9 Kasım-27 Aralık tarihleri arasında Anna Laudel Contemporary’de kapılarını sanatseverlere açıyor.


9​ ​Kasım​ ​-​ ​27​ ​Aralık​ tarihleri arasında Anna​ ​Laudel​ ​Contemporary​’de gerçekleşecek “Storyteller”​ isimli sergi, farklı tekniklerle çalışan üç sanatçının güncel temalar üzerinden sundukları görsel hikâyeleri sanatseverlerle buluşturuyor.

Sergide, Almanya’dan Ruth​ ​Biller​ ​“VisaVis”​ ve Jan​ ​Kuck​ ​“History​ ​is​ ​Now”​ ​ve Türkiye’den Serkan​ ​Küçüközcü​ ​“Daydreaming”​ ​başlığı altında üç farklı anlatıyı bir araya getiriyor. Yer değiştirme ve karşılaşmalar; toplumsal, tarihsel referanslar ve ironi; iç dünya ve kişisel tarih anlatılarını bir çatı altında buluşturan “Storyteller”​, sanatçıların içinde yaşadıkları toplum ve koşullarda kendi görsel alanlarını nasıl inşa ettikleri ve nasıl bir hikâye bütününün parçaları olduklarını izleyicilerle paylaşıyor.

Ruth Biller, İsimsiz

Sanatçı Ruth​ ​Biller​, “VisaVis”​ ​temasıyla, “Neden buradayım?” sorusundan yola çıkarak, dijitalleşen, bir yerden bir yere sürekli göçlere sahne olan, hızlanan dünyamızda yaşam alanları arasındaki yer değiştirmeye odaklanıyor. Sanatçı, VisaVis ifadesi ile bu hızlı değişim içindeki karşılaşmaların hayatlarımızda yarattığı etkileri sorgulayarak resimlerindeki doğa temalarını kaçış noktaları, hatta sosyal ilişkilerin de ötesinde, insan ve mekân arasındaki hassas sistemlerin sembolleri olarak kullanıyor. “Visa” kelimesi ile günümüzde ülkeler arası diyalogların “vize” prosedürü üzerinden gerçekleşmesine de ironiyle dokunan sanatçı, gerek doğa gerek yer değiştirme üzerinden yaratılan mekânsal komşuluklara da değinerek, 15. İstanbul Bienali’nin “İyi Bir Komşu” temasına eş zamanlı bir gönderme yapıyor.

Sanatçı Jan​ ​Kuck​ ise, “History​ ​is​ ​Now”​ başlığı altında topladığı işlerinde çimento, ayna, neon ışıklar, tahta, cam gibi farklı malzemeler kullanarak estetik olarak ilgi çekici ve kusursuz işler üretmeye çalışıyor.

Jan Kuck- Beton ve Karışık Medya, 2015

 

Güncel durumların hem akılcı, hem de trajik taraflarından ele alındığı eserler, genellikle tarihsel ve güncel referanslarla birlikte kültürel ve toplumsal göndermeler yapıyor. Kimi zaman değerli taşlarla bezeli ve altın bıçakla kesilen bir ekmek çıkıyor karşımıza, kimi zaman da usta ressamlara referans yapan ışıklı figürler. Sanatçının işlerinde, genellikle zıtlık üzerinden yansıyan bir ironi hakim. Kuck, geleneksel bir halıyı alıp modern ışıklarla bezeyerek, hem kadınların tekstil işinde tarih boyunca karşılaştıkları eşitsizliklere, emek sömürüsüne ve ağır çalışma koşullarına odaklanıyor, hem de günümüzde üretimin ve bilgi aktarımlarının ışık hızında gerçekleştiğine dair mesajlar veriyor. Sanatçı, çağdaş dünyanın hızla değişen temalarını günümüze bağlayarak şimdi üzerinden geçmişi de hikâyeleştiriyor.

“Daydreaming”​ temasıyla hikâye anlatımına dahil olan sanatçı Serkan Küçüközcü​’nün resimlerinde, günlük yaşamda aşina olunan nesneler devasa büyüklükte, ıssız ve bilinmeyen mekânlara yerleştirilmiş şekilde görülüyor.

 

Serkan Küçüközcü, Umut II

Bu canlı renklerin dünyası, alışılan bazı biçimleri tanıdık olmayan sahnelerde sunarak mekân ve nesne algısı ile oynuyor. İnsandan yoksun bırakılmış bu gerçeküstü ama bir yandan tanıdık gelen görseller, kişinin tarih boyunca aradığı aidiyet duygusunu sorgulayarak; sanatçının, belli bir zamana, insana ve mekâna ait olmaktan kurtardığı, bağımsızlaşan nesnelerle, insanın çocukluğu çalınmıştır, oyuncakları çalınmıştır, elma şekeri, lolipopu, atlı karıncası çalınmış ve doğaya teslim edilmiştir. Rengârenk ama donuk nesnelerin hem ıssız, yersiz- yurtsuz hissettirdiği, hem de bir düş mekânı kurguladığı görüntüler, hayal gücüyle devam ettirilebilecek ve hep yeniden üretilebilecek hikâyeler yaratıyor.

“Storyteller”​ 27​ ​Aralık​’a kadar Anna​ ​Laudel Contemporary​’de ziyaret edilebilecek.

*Ana görselde kullanılan resim-
Ruth Biller