Dünya üzerindeki devasa su kütlesinin sadece ufak bir kırıntısını keşfedebilen insanlar, arta kalan bu bilinmeyene her zaman ilgi duymuştur. Denizler ve okyanuslar ile ilgili çeşitli mitler ve rivayetler yaratılmış ve bu efsaneler popüler kültürde defalarca canlandırılmıştır. Bu yılın Mart ayında başlayan dizi, Siren ise deniz kızlarını ele aldığı konusuyla bu temaya yeni bir üye.
İlk sezonunu yarılayan dizi, Bristol Cove adlı ufak bir balıkçı kasabasında geçiyor. Zamanında denizkızlarının kıyılarında yaşadığı rivayet edilen kasabada gizemli olaylar yaşanmaya başlayınca, deniz canlıları rehabilite merkezinde çalışan Ben (Alex Roe) ve Maddie (Fola Evans-Akingbola) kentin sırlarını irdeliyorlar. Olay akışının perde arkasında Siren, insan ve doğa arasındaki dengenin suistimal edilmesini gerçekçi bir tavırla inceliyor.
Dizideki denizkızı unsuru ele alınırken ise alışılmış karakteristikler kullanılmış. Gövdesi bir kadın olan ve bacaklar yerine kuyruğa sahip bu canlılar, ortam değiştirirken acı dolu bir süreç geçirseler de karada hayatta kalabilip insan bacaklarına sahip olabiliyorlar fakat doğal habitatları olan denize döndüklerinde vahşi bir avcı olmaya devam ediyorlar. Dizide bu rolü, insanlar ve insanların dünyalarıyla yeni tanışan Ryn’i, olağan dışı bir güzelliğe sahip Eline Powell canlandırıyor. Doğaüstü olay örgüsü bölümleri ardı ardına keyifle izletse de seyrederken düşündüğüm tek şey dizinin isminin neden Siren olduğuydu. Çünkü birbirinden farklı olan bu iki fantastik yaratık, siren ve denizkızı, sıklıkla karıştırılsa da böyle bir hatayı konunun üzerine dizi çekecek kişilerin yapması olası gözükmüyor.
Ortaya çıkışları denizkızlarından öncesine dayanan sirenler, Antik Yunanistan mitlerindeki vücudu kuş olup başları yerine kadın kafalarına sahip olan yaratıklardır. Kayalıklı kıyılarla donatılan adalarda yaşayan varlıklar, güzel sesleri ve şarkılarıyla yakınlarından geçen denizcileri cezbeder ve gemilerini kayalarda parçalanmasına neden olurlardı. Bu eski hikâyeler oral yollarla aktarıldığı için her olayın ve karakterin birden fazla uyarlamasını bulmak mümkün. Bu yüzden bazı kaynaklar sirenlerin sadece kandırabilecekleri denizciler civarlarında olduğu sürece hayatta kaldıklarını söylerken başkaları ise sirenlerin şarkılarına cevap vermeyen denizciler olduğu zaman öldüklerini belirtmiştir.
Her versiyonunda temiz bir çizgiyle denizkızlarından farklı olduğu anlaşılan sirenler belli ki dizinin yaratıcıları için bir ilham kaynağı veya referans noktası olmuş. Dizinin ismine hitap edilen bir röportaj olmadığı için asıl nedeni bilmesek de akla gelen fikirler gerçeğinden çok uzak olmasa gerek. Belki de kendi denizkızlarını oluştururken dizinin yaratıcı isimleri sirenlerle özdeşleştirilen birkaç özelliği de kattıkları ve iki kalıbı birleştirdikleri için bu adı seçmişlerdir. Ya da daha az ihtimalle de olsa dizinin yayınlanmayı bekleyen bölümlerinde otantik bir siren bizi bekliyor.
Yazar: Ece Göç.