“Günlük hayatlarımızı, etrafımızı saran gündelik görüntülerle sürekli alışveriş halinde yaşıyoruz – genelde çok tanıdık, bazen beklenmedik ve yeni olabiliyor bu görüntüler ama bizi daima kendi hayatlarımız içinde doğruluyorlar.
Yine de bazen, aniden, beklenmedik bir şekilde ve çoğunlukla kaçamak-bakışların-yarı ışığında, bizimkiyle çakışan ve onunla hiç alakası olmayan başka bir görünür düzeni yakalayabiliyoruz.”
Sanatla Direniş, John Berger
SK Art Projects, 6 Mart – 3 Nisan tarihleri arasında Saliha Yılmaz ve Kadir Akyol’un “Bakış / Galance’’ adlı sergisini ağırlıyor. Galeri Artist Editions ve City’s Nişantaşı işbirliğinde düzenlenen sergide sanatçıların son dönem çalışmalarından oluşan bir seçki izlenebilecek.
Açılış kokteyli 6 Mart Çarşamba günü gerçekleşecek olan sergimize köşelerinizde yer vererek desteğiniz için şimdiden teşekkürler..
‘’İnsanın en temel algılarından biri olan “bakma” duyusu, belirli bir anlayışı içerdiği veya ifade ettiği ölçüde “bakış” halini alır. Sanat ise genel anlamda hayata alternatif bir varoluş alanı olarak böylesi imkanlı bir bakış alanıdır. Sanatçı kendi üslubuyla herhangi bir şey yaratmadan önce, yaşamı içinde bu bakışı “kurgular” ve sonuçta yaratılan eserler de bu bakışın izlerini taşıyan imgeler olurlar.
Son dönem eserlerinde güncel kent yaşamından kimlik meselelerine dek geniş konu aralığında; resim, heykel ve enstalasyon gibi interdisipliner üretimiyle öne çıkan Saliha Yılmaz, melez yapılar ortaya koyuyor. Kadın sorunları, cinsel politikalar, kentsel dönüşüm ve doğa ile ilişkilerimizi, desen, seramik ve pleksiglas gibi farklı malzeme ve teknikle işleyen sanatçı; ortaya insan, bitki, hayvan ve mimari karışımı formlarla hibrit örnekler çıkarıyor. Günümüz yaşantısı ve sosyo-politik sorunlarına eleştirel bir tonla yaklaşan “Yılmaz”; renk ve biçimi birarada kullanarak, her yönüyle giderek kimliksizleşen yaşamlarımızı “gerçeküstücü” bir bakışla sunuyor.
Kadir Akyol ise seçkide yer alan eserlerinde, temel bir disiplin olarak algıladığımız portre resmine kendi üslubunun bakışını katıyor. Yaşadığımız hız ve dijital çağında, popüler kültürden aldığı tanıdık figürleri, sıra dışı ve çok renkli paletiyle yorumlayan sanatçı, temsiliyet anlayışını genişleten bir ironi yakalayabiliyor. Portrelerdeki figürleri ait oldukları yer ve zamandan çekip çıkaran Akyol, böylece anlamsal olarak bir tür yabancılaşma etkisi ortaya koyarken; iktidar ilişkilerinin kültürel temsiline yönelik eleştirel bir bakış geliştirebiliyor.Gerçek anlamda belirli bir “bakma” anında, izleyicisiyle gözgöze kontak kurabilen bu portreler, her şeyin çoğalıp aslını yitirdiği günümüz dünyasında, şeylerin sahici doğasını sorguluyor.’’ Ali Gazi