MERHABA BURASI SARAYBOSNA RADYOSU – Karaköy Mono

…/.
Bakırdan dallarda, köpükten kuşlarda
öfkenin dikenli tellerle çevrili kalbi var…
Gençliğin deneyimle yer değiştirdiği odalarda
avutulan çocukluğun gözyaşları…
Herkesin suskunluğundaki uğultu gibi
ürkütmüyor anılara yaslanan bilgelik…
Her yerde tekrarlanıyor aynı sahne
farklı yüzler ve giysilerle kızgın levhada…
Her şehir, her kitap, her insan
durmadan büyüyen bir labirent gibi
unutturmuyor ölümü…
Her duayla uçan kuş içtenlik…
Sarışın mavi bakışlı aztekler
uzak; iki gözü kanlı çocuklara…
Durmuyor araya giriyor sevgi;
kâh acıyla
kâh şefkatle büyütürken…
Pişmanlıklarımı karton kutularla örttüm,
zamklanan hayallerim
Vietkong’lu terzi kızlarını talep eden
açgözlü dinazorlar kadar irkilmiyor…
Soğuk yüzüyle tanışıyorum
aşkını kaybetmiş bir kadının
aklını yitirmemiş acının
donuk yüzüyle başbaşa
tütün saran ellere sağlık diyen
dostlukların yalvarışlarında yaşıyorum…
Gizli gizli ağlıyorum geceleri
herkesin bildiğini bilerek…

…/.
…yontulmuş sevgilerle
sıvanmış mutluluktan
arta kalan öfkemiz
sıraya dizer mi sizleri?
…doğa kâfir değil,
o hem soyunur, hem örtünür, sonra
masmavi bir deve geçer hülyalardan
yer değiştiren keder gibi…
Hakikati arıyoruz eninde sonunda;
Mermer, kuğu, ve papatya
ne ile kirlenir ki
boyanmaya hazır duvar
derisi yüzülmüş bir hayvan gölgesi…
Ve İsa bungee jumping yapıyor
manastırlı rahibelerin düşünde…
Acıların izini sürüyor
kendi adımlarının peşinden…
Kaplan Kral anıtında soruyor;
-Bir hedef tahtası mıyım kendime?
Ya da sanal ağacın organik bir meyvesi mi?

 

Fotoğraf: Engin Güneysu