Dünyanın en büyük ve en kapsamlı Leonardo Da Vinci sergisi ‘Leonardo Da Vinci Expo: Dahi İstanbul’da’, 14 Aralık’ta UNIQ İstanbul’daki UNIQ Müze’de sanatseverlerle buluşuyor.
Da Vinci’ye adanmış bu sergi prömiyerinden sonra dünya turuna İstanbul’da başladı. 7 Nisan 2018’e kadar İstanbul’da olan serginin biletlerine biletix.com’dan ulaşabilirsiniz.
Da Vinci’nin orijinal eskizlerinden yola çıkılarak oluşturulan 100 replikasıyla birlikte; orijinal el yazması, tablo ve çizimlerin de dahil olduğu 200’e yakın eseri sanatseverlerle buluşturacak olan ‘Leonardo Da Vinci Expo: Dahi İstanbul’da’ sergisi, 14 Aralık’ta UNIQ Müze’de kapılarını açacak ve 7 Nisan 2018’e kadar devam edecek.
Da Vinci Sergisi
Zamanın ötesinde bir mucit olan Leonardo da Vinci’ye adanmış Leonardo da Vinci: İstanbul’da Bir Dahi sergisi, Belçikalı ve Lüksemburglu mühendis, tarihçi, grafik sanatçıları ve zanaatkarlardan oluşan 22 kişilik bir ekibin 10 yıllık titiz çalışmasıyla yaratıcı direktör Jean-Christophe Hubert ve teknik direktör Vincent Damseaux öncülüğünde meydana getirildi.
Yapılan uzun soluklu araştırmalar sonucunda, tarihin en büyük dâhilerden biri olan Leonardo da Vinci’nin hayatı boyunca yaklaşık 6.000 adet icat, icat geliştirme ile tablo eskizi yaptığı ve bunların çok az bir kısmının hayata geçirdiği tespit edilmiştir.
Leonardo da Vinci hakkında
Leonardo, 1452 yılında, İtalya’nın Toskana bölgesinde izole bir köy olan Vinci’de noterlik yapan ser Piero ve Catarina adında küçük bir köylü kızının çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi ve babası doğumundan sonra ayrıldı; Leonardo babasının evinde yetiştirildi ve kısa süre içinde dikkat çekici yetenekler sergilemeye başladı. 1470’de ser Piero, onu ressam Verrocchio’nun atölyesine çırak olarak verdi.
Leonardo’nun kendi başına yaptığı ilk önemli eserler Milano’da Dük Ludovic Sforza himayesinde gerçekleşti. Daha sonra Roma, Bolonya ve Venedik’te çalıştı ve hayatının son yıllarını Fransa’da, Kral I. Francis’in davetiyle geçirdi. 1519 2 Mayıs’ta, Clos Lucé şatosunda son nefesini verdi.
Leonardo da Vinci; hümanist bir filozof, bir gözlemci, benzeri daha önce hiç görülmemiş bir deneyci ve mucit olmakla birlikte, pek çok farklı sanatsal ve bilimsel alanda bir dahiydi. O, ‘nadir bir armağan’ ve güçlü buluşlarıyla daima merak uyandırandı. Ayrıca, tüm zamanların en büyük ressamlarından biriydi.
Sergiye ilk girdiğimizde bizi 7 dakikalık, Da Vinci’nin hayatını anlatan bir belgesel ile karşılaşıyoruz. Sonrasında ise Da Vinci’nin balmumundan yapılmış heykeli ile selamlaşıp sergi salonuna giriş yapıyoruz. İlerledikçe makine tasarımlarından, eskizlerine birçok eserinin eşsiz baskılarını görüyoruz. Eskiz defterlerinden, Haliç’e yapılmasını için tasarladığı köprüye kadar birçok parçayı görebildiğimiz sergide Mona Lisa’nın 4 replikasının olması ilgi çekici bir detay.
Onun izinden gitmeye çalışan Antonia Nunziante’nin de parçalarını görmekteyiz. Aslında teknik açıdan ‘avangart’ diyebileceğimiz bu ressam, “Leonardo da Vinci’nin izinden” yola çıkmıştır.
İnsanların Leonardo’nun zor ve kimilerine karmaşık gelen tekniğini anlamalarına yardımcı olmak için Antonio Nunziante, çalışmalarında eski tekniklere özenle bağlı kalmıştır. Antonio Nunziante, kavak kesteresini toz formundaki doğal pigmentlerle ve hazırlık sıvası, biri dizi sır, amber, birleştirici madde olarak da yumurta sarısıyla birlikte kullanarak Leonardo’nun tablolarına benzer resimler yapmıştır. Bu da ziyaretçilerine da Vinci’nin tekniğini farklı bir açısıyla anlama fırsatı sunmakta.
Orijinal eser sayısının çok az olduğu yine de sanatseverleri tatmin edebilecek kapasitede olan bu sergide Da Vinci’nin tasarımlarını daha yakından inceleme şansı buluyoruz.