Jon Hopkins, Sigur Rós ve Ólafur Arnalds’dan ilham alan, techno, electronica ve ambient türlerinin elementlerini Pollock tarzı bir yöntemle, ustaca bir araya getiren İngiliz prodüktör Max Cooper müziğinin detayları hakkında konuştuk.
*Scroll down for English
Müzikle ilgilenmeye, besteler yapmaya nasıl başladınız? Hikayeniz ve ana ilham kaynaklarınız nelerdir?
Her zaman ruh halim üzerinde müziğin büyük bir etkisi varmış gibi hissettim, bu yüzden mesele sadece deneme yanılma sürecini tersine çevirip müzik yapmaktı. Tabii müzik yapımına ulaşmak için en etkili yöntem değil ama bilgisayarların bu sürece izin vermesi kendi müziğini bulmanda güzel bir yöntem.
Stochastisch Serie gibi daha önceki işlerinizde, bestelerinize inanılmaz bir atmosfer katan, bozuk seslerin kullanımı yaygın. En son yayınladığınız Chromos veya World Passing By ile karşılaştırınca arasında, bozuk ses kullanımı açısından büyük bir fark var. Bir dinleyici olarak daha sakin bile diyebilirim. Bir prodüktör olarak yıllar içinde kendinizi nasıl geliştirdiniz?
Kimi glitch seslerinde daha az belirgin olmakla birlikte yeni parçalarda glitch elementi daha yoğun ve karmaşık. Klasik prodüksiyon tekniklerinden kaçınmaya ve Jackson Pollock’un müzikal formları boyama sürecine geçmeye çalışıyorum. Hâlâ gidecek uzun bir yolum var fakat ana fikir bu!
İngiltere elektronik dünyası hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizi nasıl etkiledi?
İngiltere’de oldukça uzun bir elektronik müzik geçmişi var ve bu genel yaklaşım, sahnede detaylandırma ve eşit aralıklı vuruşlarla ‘broken beats’ hayranlığının içerisine gömüldüm.
Bestelerinizi yaparken önce akorlar mı geliyor yoksa ritim mi? Neden?
Genellikle başta akorlar geliyor çünkü en iyi onlarla ruh halimi müzikal bir şekilde ifade edebiliyorum.
Yórgos Lánthimos’un Lobster isimli filminde “Sadece tek başımıza dans ediyoruz, bu sebeple elektronik müzik çalıyoruz.” diye bir kısım var. Sizce elektronik müzik sadece kendi kendinize dans etmek için mi var? Elektronik müziğin melankolik olduğunu düşünüyor musunuz?
Diğer kategorilerde olduğu gibi elektronik müzik de farklı çeşitlerde ve formlarda karşımıza çıkıyor. İlginçtir ki; Reflective müzik genel anlamda şu an önceki dönemlerle karşılaştırıldığında daha yaygın. Muhtemelen insanlar artık kör bir idealizm yerine daha nüanslı bir şeyle birlikte daha da bilinçli.
Çalmayı en çok sevdiğiniz şarkılar nelerdir?
Techno mekanında her hangi bir bahaneyle çalınan Jungle türündeki şarkılar.
2018’de yeni proje var mı?
Evet, önümüzde birkaç büyük proje var. Yakında daha detaylı bilgi verebilirim, beni oldukça heyecanlandıran birkaç fırsat var!
Gelişmeleri takip etmek için: maxcooper.net
Please tell us about how you started making/writing/playing music. What is your story and how about your main inspirations?
I always felt a strong effect of music on my mood, so it was just a matter of inverting that process in a way that my feelings could guide a trial-and-error process for creating music. Obviously, it’s not the most efficient way to approach music creation, but it’s one that computers now allow, and it’s a good way of finding yourself musically.
Your early works like ‚Stochastisch Serie’ have lots of glitchy sounds, which give an amazing atmosphere to the tracks. There are huge differences between these and your recent releases, Chromos and World Passing By, in terms of the use of glitch sounds. As a listener, the latter sound a lot calmer. How have you grown as a producer over the years?
The glitch elements in the new pieces are denser and more complex, while glitch sound is less obvious. I’m trying to escape the normal techniques of production and move towards a process which yields Jackson Pollock-esque musical forms. I still have a long way to go, but that’s the idea!
What are your thoughts on London’s music scene? Does it effect your music?
There’s been a long history of electronic music experimenting in the UK, and that general approach has sunk in with my love for detailed and broken beats in a scene where most play their evenly spaced kicks.
What comes first when you compose? Rhythm or melodies? And why?
Usually chords come first because that’s where I can best summarise my mood musically.
In the movie called “Lobster” by Yórgos Lánthimos, there was a quote like “We will dance by ourselves, that’s why we only play electronic music.” Do you think electronic music is about dancing on your own? Or do you think electronic music is melancholic?
Electronic music comes in all shapes and forms, as with any other broad categories. It is a reflective genre in general though it seems to be more common now than it was in the previous decades, which is interesting. Perhaps people are a little better informed now so the old blind idealism is replaced with something more nuanced.
What are your favorite tracks to play?
I’d use any excuse to play jungle in a techno club!
Are you working on new music for 2018?
Yes, there’s a number of big projects coming —I’ll tell you more soon— and there are a few opportunities I’m excited about.
To follow in advance: maxcooper.net