2017’nin Öne Çıkan Kitapları – Karaköy Mono

1)Tütüncü Çırağı-Robert Seethaler

1937 yazının son günleri… Göl kıyısındaki küçük bir kasabada yaşayan on yedi yaşındaki Franz, annesinin isteğiyle “eski bir tanıdık” olan tütün mamulleri satıcısı Otto Trsnjek’in yanına, Viyana’ya gider. Böylece hem meslek sahibi olacak hem de Viyana gibi bir yerde daha iyi bir gelecek kurabilecektir.

Genç Franz bir yandan mesleğin inceliklerini öğrenirken bir yandan da dükkâna uğrayan ünlü tiryakilerle tanışır. Bu müşterilerden biri olan Profesör Sigmund Freud ile dostluk kuran Franz, Anezka adlı gizemli bir kıza âşık olduktan sonra profesörle görüşmeyi daha da sıklaştırır.

Ancak o günlerde Viyana’ya gelen bir tek Franz değildir; gamalı haçlar, Führer posterleri, Gestapo da gelip yerleşmiştir Viyana’nın kalbine. Sersemletici bir aşkın pençesindeki Franz, içinde yaşadığı toplumun, siyasetin kısacası etrafındaki her şeyin dönüşümünü geç de olsa anlamaya başladığında artık dönülmez bir yola girmiştir hayat onun için.

Dünya edebiyatının son yıllardaki en dikkat çeken isimlerinden Robert Seethaler’in bu incelikle örülmüş, yürek yakan romanını Oktay Değirmenci Almanca aslından çevirdi.

 

2) Hikâye Avcısı-Eduardo Galeano

Eduardo Galeano, dünya denen cangıla bu kez hayatının son dalışını gerçekleştirip hepimizi derinden sarsan küçük hikâyeler avlıyor…

Eşitsizliğin, şiddetin ve adaletsizliğin gemi azıya aldığı geçtiğimiz o uzun yüzyılın dökümünü, sevgi ve mizah yüklü sözcüklerle aktarırken, direnişin ve hayal gücünün de yaygınlaştığını, insanlıktan her şeye rağmen umut kesmememiz gerektiğini bir kez daha vurguluyor. Bütün kıtalardan ve bütün zamanlardan ezilenlerin, sömürülenlerin, dışlananların sesinin yorulmak bilmez taşıyıcısı, yazar, tarihçi, şair, anlatıcı, hatırlatıcıya da John Berger’ın o güzel ifadesiyle “dünyanın vicdanı” Galeano, üzerinde titizlikle çalıştığı,vasiyet niteliği taşıyan bu kitabında da sömürücülerle diktatörlerin leşçiliğine ve ahlaksızlığına karşı halkların insanlık ve onur adına mücadelesini efsaneler, anekdotlar, gerçek hayat hikâyeleri ve olaylarla anlatmaya, dünya halklarının direniş belleği olmaya devam ediyor…

Yazarın ölmeden önce tasarladığı, tamamlanmamış son projesi “Karalamalar”dan bir seçkinin de yer aldığı Hikâye Avcısı, ilk kez Türkçede…

  

3)Yürümenin Felsefesi-Frédéric Gros

Nietzsche’nin Kara Orman’da yürürken göz çukurlarına dolan mutluluk gözyaşları, Rimbaud’nun tahta ayağıyla açılacağı çöllere dair kurduğu hayal, yasaklı Rousseau’nun Alpler’deki adımları, Thoreau’nun Walden’daki gezintisi, Nerval’in dar sokaklardaki aylaklığı ve daha niceleri… Aylaklar, göçebeler, sürgünler, hacılar, kaçaklar, seyyahlar, münzeviler ve mülteciler yürüyorlar. Peki yürümek sadece evle iş arasında gidip gelmek, bir yerlere yetişmek ve koşuşturmak değil de evrenle özel bir ritim, akort ya da hafifleme içinde buluşmak olabilir mi? Yeryüzüyle hemhal olup kendimizi başkalaşmaya açarak yürüyebilir miyiz?

   Yürümek iki mesafe arasında gidip gelmek değil yaratıcı bir eylemdir. Hem kendi yalnızlığımıza çekildiğimiz hem de toplum olarak bizi dönüştürecek bir ayağa kalkıştır. İki büklüm vücudun karşısında dikilmeye çalışan, attığı her adımda yeryüzünün gerçek bir parçası olduğunu fark eden Homo Viator’un eylemidir. Çünkü Yürüyen İnsan kendi üzerine çöken kaygı, haset ve korku yumaklarını çözer, varlığını yeryüzünün sonsuza kadar yeni olan kalbine düğümler. Yürüyoruz, işte bu düğümü atmak için.

  “Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir.”

-Henry David Thoreau-

 

4)Bütün Şiirleri- K.P. Kavafis

Doğumunun 150. ölümünün 80. yıldönümü vesilesiyle 2013 yılında, Kavafis’in şiirlerinin üçüncü bir dilin aracılığı olmadan, doğrudan Yunanca aslından Türkçeye çevirisini derlediğimiz yayınımız ne mutlu ki takdir gördü. Büyük şairin Türkiyeli okuyucu nezdinde sahip olduğu ilgiye yeni bir veçhe kazandırmayı ve şairle ilk kez tanışacak okurlara da bütünlüklü bir Kavafis resmi sunmayı amaçlayan K.P. Kavafis-Bütün Şiirleri eseri, ayrıca şiirleri Yunanca asıllarıyla birlikte karışlaştırmalı okumaya dair bir ilgiyi de tetikledi. Böylece istos yayın olarak bu külliyatı, çiftdilli yeni bir edisyonla yayımlamaya karar verdik.

Elinizdeki kitapta, Ari Çokona’nın itinalı ve aslına sadık tercümesiyle Kavafis’in, yaşadığı süre zarfında yayımladığı bütün şiirler, özgeçmişinin ve edebi serüveninin detaylı bir sunumu ve şairin tarihi, mitolojik ve edebi referanslarına dair zengin notlar bulacaksınız.

 

 

5)Yeraltı Demiryolu – Colson Whitehead

Amerikan edebiyatının en yeni yıldızı Colson Whitehead’den, yayımlanır yayımlanmaz çağdaş klasikler arasında anılan cesur ve sarsıcı bir roman: Yeraltı Demiryolu. Whitehead, Amerika’nın adeta bağırsaklarını deştiği bu romanında “rüya” ülkesinin geçmişine uzanıyor ve okurunu uzun zaman terk etmeyecek ilham verici bir mücadele öyküsü anlatıyor. Dünyada bir başına kalmış bir kadının, Cora’nın dünyaya kafa tutma öyküsü bu; öldürmeyip güçlendiren darbelerin, birer nişan gibi taşınan yara izlerinin ve zamanı gelince ya ödenen ya da ödetilen bedellerin öyküsü. Öyle bir öykü ki, çağın karanlığında pırıl pırıl parlıyor ve dört bir yanı saran kötülüğün bataklığında kaybolan ruhlara Kuzey Yıldızı misali yön gösteriyor.

Eleştirmenlerden tam not alan, çoksatarlar listelerinde aylar boyunca bir numarada kalan ve Amerikan Ulusal Kitap Ödülü (2016), Pulitzer Ödülü (2017) ve Arthur C. Clarke Ödülü (2017) olmak üzere üç büyük ödüle layık görülen Yeraltı Demiryolu, Sefiller’den Sevilen’e uzanan bir yelpazede yer alan engin çağrışımlarıyla son yılların en önemli ve en çok ses getiren kitaplarından biri.