Kadınlar, esmer görüntüsüdür yağmurun
siz, esmenin ne olduğunu bilecek kadar
cesur sade ve akışkan
kadınlar, gelen çağların gümbürtüsüdür
ter akan alınlardan salıncaksız sokaklara
işlerken ellerin gibi mis kokan…
oynadığın oyunların bir özeti
kaldırdığım kağıtların içinde gizlidir, bana ne!
geri yuvarladığım sandalyeler için tepinirken
kollarım sende bitiyor ansızın, suprume!
kadınlar, saygısız insanların üstüne akın
nereden çıkarsa çıksın renklere bulayın
boyanız bedava istemek size kalmıştı
ama ansızın bir yağmur esen bir rüzgar
bulaştırınca sarı, kırmızı, mor ve tütsü
bilemeyen kafaların işlerine zor kaldı ancak
kaçmamak iş değildi sebepler fani
işten çıkarken koşmana gerek yoktu
ben köşeden el salladımdı duymadın
ben elimi kaptırdımdı sallamadın
kadınlar kadar cesur ve akışkan
bir kerede üç şamar atan, üç oğlana
bir su, bir dal ve bir topak
oyna neredeyse düşecekti alçak
düştüğünde salıverilecek olandan
bahsedildiğini duymuştum
sen, cesur ve zortlak
almadım ve kalamadım siz
kadınlar kadar olamadım
işte yeni dünya ve işte benim kadınlarım
karşıma geçecek kadar esir ve geri,
döndürecek kadar dünyanın başını
iş bilen haykıran, hak eden seven
ey mutlu kadınlardı sesimin ulaştığı
ben istedim diye olmamıştı kadınlar
ben olamazdım senden geçemeseydim
saçlarım taranmasaydı ben sevemezdim
kadınlar, esmer görüntüsüdür yağmurun
ben çılgın uşak ve kaba olacak kadar
atalete teslim olmamış bireyim
ben senin içi dolu dünyanım
bana sakız al balon yap ben uçarım
ey kadın ben kaçmadan değişirim
korkmadan dövüşürüm
ılık suda yıkanırım seni ellerinle
nereye dokunduğunda
çekinecek bir şey
olmadığını bilecek kadar
ey kadın kadınlar kadını SEN
işler biterken koynuma girdiğinde
yataklar utanacak senden ben seni seveceğim
uyutacak saçların seni ben sebebini bileceğim
fark etmeyecek gece
ben üçünde gideceğim…