Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaş...
KÖSNÜL TABAKLAR, parlak kaşıklar, sıkışın sıkışın!
Yükselen koyu gri dumanların ardından parlak bir mavi seçiliyordu. Karanlık, loş ışığın armağanıydı. Yükse...
Çok büyüktü. Siyahtı. Parlak siyah. Adam elini daldırdıkça çıkıyordu. Hiç görmediği, bilmediği şeyler çıkıyordu içinden. Benim bebeğim var, dedi kadın. Hiç mera...
İşte öyleyse. Çıplak adam kumun üstünde ahtapotlarla eğleniyordu.
Akşam vakti bir ağacın kırmızı meyvesi gibi sislerin içine iniyordu güneş, denizin içine dü...
İşte böyle oldu. Mutfaktaydı; ağır, siyah kiraz oyma masanın önünde. Oradaydı, her zamanki gibi rosto kesmeye hazırlanıyordu. Her iki elinde kasap bıçağı kadar ...
HERKESİN korktuğu bir dağ varmış. Çünkü orada bir ejderha yaşarmış. O dağın eteklerinde tertemiz pınarlar, büyüyen çiçekler, yemyeşil otlar ve çilekler varmış. ...
“Şu yukarıda mı yaşıyorsunuz?” dedi. Kavak ağacının altında oturuyordu. Bir eliyle ağaca dayanmış, bir köpeği okşar gibi avucuyla ve açık parmaklarıyla ağacın t...
Türk
Kurt Kusenberg
Almanca Aslından Çeviren: Tevfik Turan
Başka türlü olmayacak, başıma gelenleri anlatmam lazım. Belki okur işi benim görebildiğimden daha ...