Soğuk yeryüzünde – ve yoğun kar yığılmış üzerine,
Uzakta, uzakta, ıssız, soğuk ve kasvetli mezarda!
Unuttum mu, benim tek Aşkım, seni sevmeyi,
Parçalanarak nihayet Zamanın tüm-parçalayan dalgasıyla?
Şimdi, yalnızken, düşüncelerim artık dolanmazlar
Dağların üzerinde, o kuzey kıyısında,
Dinlendirir kanatlarını fundalık ve eğrelti yaprakları altında
Senin soylu yüreğin sonsuza dek, daima?
Soğuk yeryüzünde – ve on beş fırtınalı Aralık,
O toprak tepelerden, bahara eridiler:
Vefalı, aslında, hatırlayan ruh
Bunca yıllık dönüşüm ve acı sonrasında!
Gençliğin tatlı Aşkı, affet, unutursam seni,
Hayatın gelgitleri beni taşırken;
Öteki arzular ve umutlar kuşatır beni,
Umutlar ki gölgeler, ama sana kötülük yapamazlar!
Hiçbir ışık aydınlatamadı benim cennetimi sonradan,
Hiçbir yeni sabah asla parlamadı benim için;
Tüm bahtiyarlığı yaşamımın senin sevgili hayatından,
Tüm bahtiyarlığı yaşamımın seninle birlikte gömülü.
Ama, yok olmuşsa günleri altın sarısı hayallerin,
Ve hatta Keder zarar vermekte aciz kalmışsa;
O zaman öğrendim varoluş nasıl kucaklanır,
Güçlenmiş, ve hem neşenin yardımı olmadan.
Sonra baktım gözyaşlarına nafile arzuların-
Bıraktırdım arkandan hasret çekmeyi genç ruhuma;
Şiddetle yadsıdım yanmak isteyen ateşini hemen
O şimdiden fazlasıyla benim mezarın aşağısında.
Ve, hala daha, cüret etmem solup gitmesine,
Cüret etmem şımarmasına esrimiş sancılarında anıların;
Bir kez sonuna kadar içildi mi kutsal ızdırap,
Nasıl tekrar peşinden koşacağım yoksun hayatın?
Emily Brontë (1818-1848)
Çeviri: İrem Civelek , 01.06.2017
*Emily Brontë’nin şiirleri ilk olarak 1846’da kız kardeşlerininkilerle beraber “Currer, Ellis ve Acton Bell’den Şiirler” adı altında basılmıştı. Kitapta Brontë Kardeşler takma adlar kullanmıştı. Daha sonra Charlotte Brontë seçtikleri takma adların maskulen çağrışım yapan isimler olduğunu ve dönemin kadın yazarlara olan önyargıları yüzünden kendilerini gizlediklerini açıklamıştır. Emily Brontë’nin kendisine seçtiği isim Ellis Bell’di. Yazdığı tek roman Uğultulu Tepeler 1847’de yayımlanmıştır. 1848’de 30 yaşındayken veremden ölmüştür. Remembrance(Hatırlayış) şiiri ise Uğultulu Tepeler’in atmosferi ile bağdaştırılır.