Bosphorus: Zeus ve İo – Karaköy Mono

Antik Yunancadaki ‘Bósporos’ isminden türeyen boğaz ismi bir su parçasını tanımlamaktan öte politik, ekonomik ya da artistik anlamda İstanbul şehrine sahip olduğu önemi vermekte. Hiçbir isimlendirmenin sebepsiz kalmadığı gibi Asya ve Avrupa’yı ayıran bu geçidin adının da bir geçmişi var ve bu öykü Yunan Mitolojisi baş tanrısı Zeus’un bir başka gönül macerası.

Tek ve yalnız bir tasviri olmayan mitler için kesin bir kaynak bulmak imkansız. Bu, Zeus ve Io’nun hikâyesi için de geçerli. Çeşitli kaynaklarda farklı versiyonlarını bulabilmekle birlikte Robert Graves’in Greek Myths adlı kitabında tüm anlatımları bütünleştirmesi ve sanatsal yaklaşımı, konusunu ilgi çekici tutmasına ve kolay aktarmasına yardımcı olmuştur. Kapsamlı kaynakçasıyla Graves, Io’nun öyküsünü aşağıdaki gibi anlatmış.

Io, nehir tanrısı Inachus’un kızı ve Hera’nın tapınağında bir rahibedir. Bir büyü üzerine Io’ya âşık olan Zeus eşi Hera tarafından ihanetle suçlanınca yalan söyler ve Io’ya hiç dokunmadığını iddia eder. Yine de diğer sevgilileri gibi kötü bir sona kavuşmaması için Io’yu beyaz bir ineğe çeviren baş tanrı, Hera ineği isteyince eşini reddedemez. Hera hediyesini gözetim altında tutması için Argus’a verir ve bir zeytin ağacına bağlı tutmasını emreder. Argus mükemmel bir gardiyandır çünkü yüz tane göze sahip olup bir kısmını dinlendirirken kalanlarıyla görevine devam etmektedir.

Io’yu kurtarmak isteyen Zeus, bu işi halledebilecek, marifetli ve kurnaz olan Hermes’i yollar. Bir çoban kılığında şarkıları ve hikâyeleriyle Argus’un yüz tane gözünü de uyutmayı başarıp onu öldüren Hermes Io’yu serbest bırakır. Hera, çirkin ölümünü unutmamak için Argus’un yüz adet gözünü tavus kuşunun kuyruğuna yerleştirir ve tavus kuşu etkileyici desenine böyle kavuşmuş olur. Bunun ardından hala öfkesi dinmeyen Hera, özgür ama hala inek formunda olan Io’nun arkasından, onu dünya boyunca kovalaması için, bir atsineği yollar. Uzun yolculuğunu Mısır’da sonlandıran Io, Zeus sayesinde tekrar insan haline kavuşur.

 

Io, dünyayı dolaştığı seyri boyunca ülkeden ülkeye ve kıtadan kıtaya geçer. İlk olarak Dodona’ya yola çıkar sonrasında geçtiği denize İyon (Ionian) ismini verir. Birçok noktadan sonra Trakya Boğazını geçer ve iki kıtayı ayıran suyoluna inek geçidi anlamına gelen Bosphorus ismini verir. Bu isimse medeniyetler, kültürler ardından İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına dönüşmüştür.

Yazar: Ece Göç.