Marquis de Sade
Sadizmin babası Marquis de Sade’ın hayat hikâyesine baktığımızda “tuhaf” olmayan bir şey göremiyoruz aslında. Çılgınca yaşanan bir hayatın akıl hastanesinde sona ermesinden sonra ailesi adlarının daha fazla lekelenmemesi için uğraşmış olsa da başarılı olamadı.
Can yakmaktan, eziyetten cinsel haz duyan Sade, insanlara “kötü” davranmaktan defalarca tutuklandı. Ne gibi şeyler mi yapıyordu? Aklın zor kabul edebileceği şeyler. Hayalinizde canlanması için bir örnek de verelim: Spermini kadehe koyup bir fahişeye zorla içirmiş. Bu da yetmezmiş gibi zavallı kadına bunu zorla yaptırırken bir yandan da Tanrı’yı inkâr etmesi için zorlamış.
Böyle bir adamın papaz sanıldığı bile olmuş. Tanınmamak için papaz kılığına girip bir gemiye binmiş. Gemi batma tehlikesi geçirince korkan yolcular son bir defa günah çıkarabilmek için kendilerini Sade’ın ayaklarının dibine atmış.
Ernest Hemingway
Tuhaflıkta ipi göğüsleyen yazarlardan biri de Hemingway. Bunda annesinin rolü olduğunu düşünmeden edemiyor insan. Kız çocuğu olmasını isteyen annesi yazarın saçını altı yaşına kadar kesmemiş ve ona kız kıyafetleri giydirmiş. Komşularına onu Ernestine diye tanıtırmış. Buna isyan eden Ernest’ın daha sonra tam bir maçoya dönüşmesinin ardında bir gizem perdesi yok.
Maçoluğu o kadar belirginmiş ki boks efsanesi Jack Dempsey bile Hemingway ile dövüşmeyeceğini çünkü yazarın büyük ihtimalle deli gibi dövüşeceğini belirtmiş. Hemingway hayatı boyunca defalarca dövüşmüş ama ölümü ne bundan ne de geçirdiği birçok hastalıktan olmuş. Altmış bir yaşında silahıyla intihar eden usta yazarın ailesinde intihar oldukça yaygındı.
Edgar Allan Poe
Charles Baudelaire‘in “Çağımızın en güçlü yazarı” dediği Poe, gotik edebiyatın babası olarak kabul edilir. Şiir ve hikâyeleriyle birçok yazarı etkilemiş olan yazarın hayatı trajedilerle doludur. Kırk yaşında öldüğünde cenazesine sadece dört kişi katılmıştır.
Terk edilen annesi 25’inde hayata gözlerini yumar. Ne “tuhaftır” ki 13 yaşına gelir gelmez evlendiği kuzeni Virginia da bir aile hastalığı olan veremden annesinin öldüğü yaşta hayata veda edecektir. Poe için söylenecek en “tuhaf” şeyler ise ölümüyle ortaya çıkar. Zira zamansız ölümünün sebebi hiçbir zaman kesin olarak öğrenilemez. Bu konuda birçok teori üretilmişti. En tuhaf teori ise Poe’nun seçim merkezinin kapısında bulunduğu için seçim günü kaçırıldığı, ilaç verildiği ve tekrar tekrar oy vermeye zorlandığı yönündedir.
Beşir Fuad
Edebiyatımızın en radikal isimlerinden biridir şüphesiz Beşir Fuad. Bu, yazdıklarından dolayı değil, intiharı yüzündendir. Annesi akıl hastası olduğu için delirerek ölmekten korkan Beşir Fuad intihar etmeyi uzun zaman önce kafasına koymuştur. Ölümünden iki yıl önce bunu Ahmet Mithat Efendi’ye yazdığı mektupta da belirtmiştir. Sonu ölüm olan bu deneyimi tıbbi olarak inceleyeceğini söyler.
6 Şubat 1887’de gece yarısı koluna klorit kokain enjekte ederek bileklerini dört yerden keser ve kanıyla “Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı,” diye yazar.